29 Ocak 2010 Cuma

En iyi Nissan:GT-R Spec-V




















Eski adı ile bildiğimiz efsanevi Nissan Skyline GT-R, yeni modeli ile Nissan Gt-R(Gran Turismo Racer) ismini kullanıyor. Yeni ismi ve yeni tarzı ile GT-R bütün tekerlerden çekiş sistemi ile eski modellinden farklılığını ortaya koyuyor. 3.8 litre çift turboya sahip yeni GT-R, 480 beygir güç ve588Nm tork üretiyor. Yeni GT-R'ın en büyük özelliklerinden biri ise sürücünün kendi kullanış performansını geliştirebilmesi için Sony tarafından yapılan konfigüre edilebilir performans monitörü bulunuyor olması. 2007 yılında Top Gear tarafından 2007'nin süper araba ödülünü aldı.

İnanılmaz hızlı F1:Mercedes GP



Geçen senenin şampiyonu BrawnGP'yi satın alan Mercedes, 2009 aracı üzerinde renklerini tanıttı. Yeni araç, gelecek ayın başında ortaya çıkacak.

Mercedes'in klasik gümüş rengindeki yeni araç, ilk olarak 1 Şubat'ta Valensiya pistinde, yani sezonun ilk toplu testlerinin ilk gününde görülecek.

Takım, Ross Brawn tarafından idare edilecek.

Pilotlar; spora geri dönen Michael Schumacher ve Williams'tan gelen Nico Rosberg olacak.

Brawn, yeni takımın doğumu süresinde olan heyecanını saklamıyor.

Ross Brawn: "Benim için bu çok şey ifade ediyor. Biri; o denli heyecan verici iş ortaklığı ile bir sene önce geleceği olmayan bir takımımız için muhteşem bir gelecek"

"Harika bir şey bu. Michael ile tekrar çalışmak, özel bir şey ve tekrar olacağını düşünmüyordum"

"Çok heyecan verici; benim ve takım için çok da motive edici. Nico, Michael için mükemmel bir ortak olacak çok heyecan verici bir bakışa sahip. Nico, bir kaç yıldır yarışıyor ama Michael ile çalışmanın ve 7 dünya şampiyonu pilotun nasıl çalıştığını görmenin keyfini yaşayacak."

"Ama ayrıca son bir şey, Mercedes gibi çok sembolik bir yarış markasının tekrar doğuşunun bir parçası olmak. Mercedes'in kendi yarış takımının olmasından bu yana 55 sene geçti. Kariyerimde, çok özel şeylerin bir parçası olmaya alışığım ama bu çok heyecan verici"

Rosberg, Mercedes adına sürmenin kendisi adına bir rüyanın gerçeğe dönüşmesi olduğunu söyledi.

Rosberg: "Şüphesiz benim için çok ama çok özel bir şey. İlk gümüş oku sürebilmek, bir rüyanın gerçeğe dönüşmesidir"

"Norbert (Haug), Ross (Brawn) ve Nick (Fry) gibi isimlerle çalışmayı dört gözle bekliyorum. Michael'in takım arkadaşım olması da harika. Muhteşem bir sezon olacak."

Schumacher, dönüşünün açıklanmasının ardından taraftarlarının tepkisinden memnuniyetini belirtti.

Schumacher: "Açıkçası bir kısmını yazın görmüştük ama gümüş okların takımının bir parçası olduğumun duyurulması ile gelen tepkiler karşısında şaşırdım"

"Harika bir duygu bu, harika bir his. Bunu böyle gören bütün taraftarlara büyük övgüler sunuyorum. Bu bana daha yüce bir his, daha yoğun bir zorlama sağlıyor"
22 Ocak 2010 Cuma

Tesla Motors Tesla Rodaster:Tamamen elektrik





Tesla Motors tarafından Silikon Vadide üretilen Tesla Roadster, tamamiyle elektirik ile çalışan spor bir arabadır. Tek bir sarj ile 350 km giden Tesla, 0-100'e 3.9 saniye gibi kısa bir sürede çıkabiliyor. İlk otomobil fuarı ise 2006 yılının kasım ayındaki San Francisco Uluslarası Otomobil Show'dur. Motor gücü:Elektrikle çalışır Silindir sayısı:V6 Hız:241 km/s Beygir gücü:248hp Tork:286Nm 0-100 km/h hızlanma:3.9sn Boş ağırlık:1220kg Bu araba pek yaygın olmadığı için fazla resim ve yazı yazamadım...
17 Ocak 2010 Pazar

MERCEDES SLS-AMG

1 Ocak 2010 Cuma

Arazide Keyif Veriyor

Jeep Cherokee 2.8 CRD Renegade
Arazide keyif veriyor

Common-rail teknolojili dizel motoruyla benzinli kardeşlerine göre daha tutumlu olan Renegade donanımlı Cherokee, hafif arazideki performansıyla keyif veriyor.


Kökeni-teknik olarak değilse de en azından fikir olarak- 1946 yılında çıkan All-Steel Station Wagon'a kadar uzanan Cherokee, ilk olarak 2001 yılı Detroit Otomobil Fuarı'nda tanıtıldı. Amerikan pazarında Liberty adıyla satılan otomobil, 2.4 litre 152 HP ve 3.7 litre 211 HP'lik benzinli, 2.5 litre 143 HP ve 2.8 litre 150 HP'lik common-rail turbo dizel motorlarla üretiliyor.

2002 yılında tanıtılan Renegade versiyonuna özel olarak daha şişkin gövde koruma bantları, koyu renkli arka camlar, tavanda kalın barlar ve sis farlarıyla donatılan Cherokee’nin iç mekanındaysa diğer versiyonlara göre donanımdan kaynaklanan küçük farklılıklar yer alıyor.


Karoser, iç mekan

Genel plastik ve işçilik kalitesinin yeterli olduğu kabinde deri döşeme, ambiansı oldukça yükseltiyor. Fildişi renkli zemine sahip gösterge tablosu, orta konsoldaki müzik sistemi ve kimi kumandalar Chrysler modellerinden tanıdık.

İç mekanda kullanılan işçilikve malzeme kalitesi yeterli düzeyde.
Cherokee'nin kabininde orta konsoldaki kol dayanağının ön kısmına yerleştirilmiş cam kumandaları, kapı içlerinde cam kumandasına benzediğinden karışıklığa yol açan merkezi kilit düğmesi ve kokpitin solundaki tavan sis farı düğmesi pek ergonomik değil.

Otomobilin iç mekanında oturma alanları ve diz mesafeleri oldukça geniş. Yüksekliği elektrikli olarak ayarlanabilen ön koltukların sırtlık ayarıysa manuel olarak yapılıyor. Kabinde modern bir şehirliyle sert bir arazi çocuğunun özellikleri iyi dengelenmiş.

Cherokee'nin bagaj camı ve kapağı birbirlerinden bağımsız olarak açılabiliyor. Bu kapakların ardındaki 821 litrelik hacim, arka koltuk sırtlıklarının yatırılmasıyla 1954 litreye kadar genişletilebiliyor.

Koyu renk arka camlar Cherokee'ye elit bir görünüm kazandırmış.
Arka bagaj kapağı ve arka camı birbirinden bağımsız olarak açılabiliyor.
Select Trac arazi şanzımanı vites kolunun yanındaki kolla kullanılıyor.
Cam kumandalarının yeri pek de ergonomik değil.

Motor, performans

2.8 litrelik motorun 360 Nm'lik maksimum torku yüksek çekiş sağlıyor.
Cherokee'ye güç veren, 2.8 litre hacimli, 4 silindirli, turbo beslemeli dizel motor, ürün gamına 2002 yılında dahil edilen common-rail direkt enjeksiyon sistemine sahip modern bir makine. Chrysler bünyesinde geliştirilen motor, firmanın başta Voyager olmak üzere birçok modelinde de görev alıyor. 360 Nm'lik maksimum torkuna 1800 d/d'de ulaşan motor, 1.9 tonluk araca ilk kalkışlarda atiklik kazandırmıyorsa da hantallık yaşamadan kolayca ilerleme imkanı sağlıyor. Otomobil özellikle arazi kullanımında çok güçlü olduğunu hissettiriyor. Bunun sırrı da alt devirde alınan yüksek tork. Öyle ki otomobil engebeleri neredeyse gaz pedalına yumuşak dokunuşlarla aşabiliyor. İlk çalıştırmalarda gürültülü olan motor ısındıkça sessizleşiyor ama yine de birçok binek otomobilde alıştığımız sessizliği Cherokee'de göremedik. Motor ısındıktan sonra da geleneksel dizel gürültüsü kabinde duyuluyor.

Otomobilin yüksek torku sorunsuz dağıtabilmesi için güçlü şaftlara bağlanmış Select Trac arazi şanzımanı, dört ileri vitesli ve geleneksel yapılı otomatik şanzımanla entegre çalışıyor. Wrangler ve Grand Cherokee'de de kullanılan sistem, sürücüye isteğe bağlı dört tekerlekten çekiş imkanı sunuyor. Arka diferansiyelinde sınırlı kaymalı Trac Lok kilitli diferansiyel bulunan otomobil, isteğe bağlı olarak sadece arkadan itişli, sürekli dört tekerlekten çekiş ve gerektiğinde dört tekerlekten çekiş (part time) modlarına alınabiliyor. Otomatik şanzımanın vites topuzu üzerinden yönetilen overdrive dışında gelişmiş bir fonksiyonu bulunmuyor.

Cherokee'nin test sürüşü sonucunda 100 km'de 11.3 litre olarak saptadığımız yakıt tüketimi rakipleri arasında en ekonomik değilse de 1.9 tonluk bir SUV için tatminkar. Cherokee bu ortalamayla kullanıldığında 70 litrelik deposu sayesinde yolcularına 619 km'lik menzile ulaşma imkanı tanıyor.

Kullanım, konfor

Ön akslarındaki bağımsız süspansiyon sayesinde otomobiller kadar konforlu sürüşler yapılmasını sağlayan araçta yumuşak helezonlar konfor düzeyini arttırıyor. Ancak özellikle arazi kullanımında süspansiyon ve çekiş sisteminden gelen mekanik gürültüler biraz keyif kaçırıyor

Uzaklaşma açısı 32.4, yaklaşma açısı 38 derece olan Cherokee'nin karın açısıysa 24.3 derece. Araçla 15 km/s hızı aşmamak kaydıyla 51 cm'lik su birikintilerinden geçmek mümkün.

Kaygan yüzeylerdeki frenajlar için ayrı bir kalibrasyon ünitesine sahip ABS'yle donatılmış olan fren sistemi, normal kullanımda ortalama yavaşlama performansı gösterebiliyor. Güvenlik sınırının biraz üzerinde, 100 km/s hızdan 41 metrede durabilen otomobil, sistem ısındıkça duruş mesafesini daha da uzatıyor.

Fiyat, donanım

Cherokee 2.8 CRD Renegade'in fiyatı 57 bin 271 Euro. Otomobilin donanımında, sürücü, yolcu ve yan havayastıkları, ABS, deri döşeme, direksiyondan kumandalı radyo/6'lı CD değiştirici, alt koruma, deri kaplı direksiyon simidi, elektrik kumandalı katlanabilen ısıtmalı aynalar, hız sabitleme sistemi, otomatik kararan iç ve sol dış ayna, hıza duyarlı yükseklik ayarlı direksiyon, immobilizer, uzaktan kumandalı merkezi kilit, klima, kol dayanağı, koyu renkli arka camlar, yol bilgisayarı, asimetrik katlanabilen arka koltuklar, sis farları, açılır tavan ve port bagaj standart sunuluyor.

Teknik veriler


Jeep Cherokee 2.8 CRD Renegade
Fabrika verileri
Motor (tip/silindir sayısı) Sıralı/4
Subap/eksantrik sayısı) 16/2
Motor hacmi (cc) 2776 cc
Maksimum güç (HP-d/d) 150 HP-3800 d/d
Maksimum tork (Nm-d/d) 360 Nm-1800 d/d
Son hız (km/s) 174 km/s
Şanzıman 4 ileri Select Trac otomatik
Frenler (ön/arka) Hava kanallı disk/disk
Lastikler 235/70 R16
Tüketim (fab. ver.)(lt/100 km) 8.2/9.9/12.7 lt/100 km
Depo hacmi (lt) 70 lt
Boş ağırlık (kg) 1876 kg
Bagaj hacmi (lt) 821/1954 lt
Uzunluk/Genişlik/Yükseklik (mm) 4438/1818/1783
Aks mesafesi (mm) 2649
Test verileri
Fren mesafesi (m) 41 m
Tüketim (lt/100km)/Menzil 11.3/619
Hızlanma
0-50 km/s 4.5
0-100 km/s 14.1
0-130 km/s 20.9
0-400 m 19.4
60-100 km/s(4. vites) 10.0
İç gürültü (db(A))
50 km/s 61
100 km/s 65
130 km/s 69




Şanzıman oranları 1-3.00, 2-1.67, 3-1.00, 4-0.75, geri: 3.00
Son dişli oranı 4.1:1

GENEL DEĞERLENDİRME
Motor/performans
Common-rail direkt enjeksiyon teknolojisine sahip yeni nesil turbo dizel motor, alt devirlerde ürettiği yüksek torkla 1.9 tonluk Cherokee'yi pek zorlanmadan hızlandırıyor. Yakıt tüketimi konusunda daha ekonomik rakipleri var.
Karoser/konfor
Geleneksel Jeep çizgisine sahip küçük Cherokee, dinamik görünümüne karşın markasının getirdiği ağırlığı da taşıyor. Amerikan anlayışına uygun konfor sergileyen araçta Avrupalı kullanıcılara ters gelebilecek ergonomik yerleşimler var.
Güvenlik/sürüş özellikleri
Zengin güvenlik donanımına sahip olan araç, sakin kullanımda sorunsuz. Ama özellikle arkadan itişli kullanımda ani ve hızlı ağırlık transferlerinde stabilite bozulabiliyor. Sürekli dört tekerlekten çekiş kullanımda stabilite sorunu yok ama manevralar biraz zorluyor.
Çekicilik faktörü
Küçük SUV'lar arasında özel bir yere sahip olan Cherokee'de en önemli cazibe faktörü dinamik sürüş karakteri ve genlerinden gelen hafif arazi koşullarındaki manevra kabiliyeti. Ama koşullar ağırlaştığında Cherokee de rakipleri gibi zorlanıyor.

Garanti kapsamı ve servis periyodu

  • Mekanik 2 yıl sınırsız km
  • Boya/pas 6 yıl
  • Yol yardımı (0212) 337 4 300
  • Periyodik bakım aralığı 10 bin km

    Sonuç
    2.8 litre hacimli common-rail turbo dizel motorla donatılan Jeep Cherokee Renegade, benzinli motora sahip kardeşlerinden de bildiğimiz asfalt ve arazi sürüş özelliklerini onlara göre çok daha ekonomik olarak yaşama imkanı veriyor. Çekiş sistemiyle hafif arazi koşullarında keyifli sürüşler sağlayabilen otomobilin satış fiyatıysa biraz yüksek.

  • Şimdi Daha Da Hızlı ve Öfkeli

    Alfa Romeo 159 1.9 16V JTD Distinctive

    Bu kızgın İtalyan buram buram Almanya kokuyor. Bir de kıyısından kenarından pizza kırıntıları dökülmese...

    Alfa Romeo 159 1.9 16V JTD Distinctive

    1980 ve 90'ları pek parlak geçiremeyen Alfa Romeo için zarardan dönüş 1997'de tanıtılan 156'yla başlamış, modelin başarılı satış grafiği sayesinde şirket neredeyse iflasın eşiğinden dönmüştü. Yeni nesil 159'un tanıtımıyla üretiminden vazgeçilmeyen 156, belki de marka tarihinin en önemli modellerinden biri olarak varlığını bir süre daha sürdürecek. İtalyan üreticinin orta sınıf modeli 159 ilk kez 2005 yılında tanıtıldı. Ülkemize sonbaharda gelen otomobil 1.9 litre 160 HP'lik JTS ve 3.2 litre 260 HP'lik V6 JTS 4x4 olmak üzere iki benzinli, 1.9 litre 150 HP'lik JTD olmak üzere bir de dizel olmak üzere toplam üç farklı motor seçeneğiyle satılıyor.

    Karoser, İç mekan

    İtalyan otomobil üreticilerinin rakiplerine göre belki de en önemli avantajı Leonardo Da Vinci’den beri dünyanın en güzel tasarımlarının yapıldığı topraklarda yerleşik olmaları. Otomobiller giderek birbirine benzerken keskin bir şekilde ayrılmayı bilen ve hatlarıyla rakiplerine fark yaratan Alfa Romeo'nun yollara sinirli sinirli bakan yeni kozu Alfa 159 da bundan nasibini almış bir model. Geçtiği yerlerde gözleri üzerine odaklatan hatlarını İtalyan tasarımcı Giorgetto Giugiaro'ya borçlu olan 159, üçer far ve burundaki kalbe doğru uzanan keskin kaput hatlarıyla çok asabi görünüyor. Fiat-GM ortaklığıyla Opel Vectra ve Saab 9-3'ü taşıyan platform üzerinde geliştirilen otomobilde, altyapı elemanları marka kimliğine uygun yapıda. Üretilirken klasik olmayı başarmış ender otomobillerden biri olan 156'dan 220 mm uzun ve 80 mm geniş olan 159, gövde yapısı ve fiyatıyla model sınıflandırmasında bir üst basamakta konumlandırılıyor.
    Kabine ilk girildiğinde algılanan kalite düzeyi şaşırtıcı derecede yüksek. Tipik Alfa Romeo özelliklerinden klasik yuvarlak göstergelerin kullanıldığı orta konsol sürücüye dönük tasarlanmış. Derin yerleşimli bu göstergelerden biri turbo basınç göstergesine ayrılmış. Metalik kaplamalı üç kollu direksiyonun üzerindeki kumandalar çok kullanışlı olmamış, işleyişleri de yeterince rafine değil. Bugünün moda trendi olan kartlı çalıştırma sistemine sahip otomobilde kullanılan müzik sistemi ve klima ünitesi alışılagelmişlerden farklı tasarıma sahip. Özellikle gece kullanımlarında gözlenen düğme aydınlatmaları Japonlar başta olmak üzere diğer üreticilere yol gösterecek nitelikte. Bu düğmeler gibi kırmızı renkle aydınlatılan gösterge tablosunda hız ve devir saatlerinin ibreleri, tipik Alfa Romeo dinamizm felsefesine uygun olarak saat 6 pozisyonundan yukarı tırmanmaya başlıyor. Tablodaki LCD ekranda yol bilgisayarı, müzik sistemi ve birimlerle ayarlar görüntülenebiliyor. Modları görmek ve ayarlamak için sinyal kolunun ucundaki düğmeleri kullanmak gerekiyor. LCD ekranda beliren dijital km sayacında en dikkat çekici özellik digitlerin analog sayaçlardaki gibi atıyor olması. Direksiyon kolonunda hız sabitleme sistemi kolu sinyal kolunun altına yerleştirilmiş. Ama bu kol dik oturulduğunda bacağa değebiliyor. Alfa 159'un koltuklarında GT'den pek farklı olmayan tipik sportif tasarım özellikleri gözleniyor. Yüksek yanal desteklere sahip ferah diz mesafeli koltuklarda baldır destekleri de var. Koltuk ısıtmaları kapı tarafındaki alt plastiğe yerleştirilmiş.
    Üretim kalitesinin hissedilir şekilde arttırılmış olmasına karşın kabinde Alfa Romeo'nun eski hastalıklarını atlatamadığını gösteren bazı izler de yok değil. Tavan aydınlatmasından kokpitteki plastiğin bazı bölümlerine, kimi parçalar kaliteliymiş numarası yapıyor. Ama gerçekte öyle değiller. Çapakları alınmamış tavan lambası plastiği yerine de iyi oturtulmamış. Marka imajını düzeltmek için yaratılmış bu gelişmiş modelde bu tip basit ihmaller koyu gölgeler yaratıyor. Ne de olsa Alfa Romeo'nun kalite konusunda geçmişten uzanan sabıkaları var. Maserati Quattroporte'de bile şahit olduğumuz üzere, İtalyanlar gelişmiş sürüş dinamiklerine konsantre olduklarından kabinde işçiliğe ayıracak pek zamanları kalmıyor!
    159'un 405 litrelik bagajı 156'dan 25 litre daha geniş. Kabinden ya da uzaktan kumandayla açılabilen bagaj kapağını tampondan ayırmak için bir tutamak olmaması kullanımda sıkıntı yaratıyor. Tasarım bütünlüğünü koruma isteği kullanışlılıktan fedakarlık gerektirmiş.

    Motor, performans

    Alfa Romeo'nun da bünyesinde bulunduğu Fiat Group dizel teknolojisinde geçmişten bu yana rakiplerinin hep önünde oldu. Fiat modellerinde kullanılan yenilikçi dizellerin ardından Bosch'la birlikte geliştirilen common rail direkt enjeksiyon sistemi de ilk olarak 1997'de Alfa Romeo 156'da tanıtılmıştı. O günden itibaren otomotiv sektöründe dizel devriminin gerçekleşmesini sağlayan sistem bugün artık üçüncü kuşağa geçmek üzere. 159'da kullanılan 1.9 litrelik motor yıllardır Fiat modelleri ve son bir yılda da GM bünyesindeki Opel ve Saab modellerinde kullanılıyor. 1910 cc'lik motor, farklı üst kapak, supap, eksantrik, işletim sistemi ve turbo besleme uygulamalarıyla birçok modele hayat veriyor.
    159'un kokpitindeki düğmeye basıldığında motorun gövdeyi titreterek çalışmasıyla duyulan tiz dizel sesi hiçbir devirde BMW modellerindeki gibi performans gürültüsüne dönüşmüyor. Bu durum sportif Alfa Romeo geleneklerinden bir kayıp olarak yorumlanmalı, zira eski 1.4 litrelik mütevazı Twinspark motorlardan bile sportif hırçın sesler yayılırdı. Ama 159 konsept olarak dinamik konfor otomobili olduğundan bu durumu kayıp olarak algılamayanlar çoğunluğu oluşturabilir. İyi yalıtım özellikleri sayesinde dışarıda bırakılan dizel sesi kabinde rahatsızlık hissettirmiyor.
    Altı ileri manuel şanzımanla kombine edilen motorda son iki vites yakıt ekonomisine ayrılmış görünüyor. Yüksek hızlarda düşük devir çevrilmesiyle kabin huzuru da kontrol altına alınabilmiş. Zira motor 130 km/s hızda 6. viteste ilerlerken sadece 2500 d/d çeviriyor. İlk üç viteste yüksek gövde ağırlığına karşın etkili ivmelenme sergileyebilen otomobil 320 Nm'lik maksimum torkunu 2000-2750 d/d arasında sürekli kullanıma sunuyor. 150 HP'lik motorun performansının tadını alabilmek için doğru zamanlarda doğru vitesleri kullanabilmek, devri de 2000-4000 arasında tutabilmek gerekiyor. Motor devri yol ve hıza göre iyi yönetildiğinde hem çok ekonomik ve hem de yüksek sürüş zevki verebilen sürüşler yapılabiliyor.
    Benzinli motorları dikkatsiz kullanımda kolayca savurganlığı seçebilen Alfa Romeo'nun dizelleri de bir o kadar ekonomik. 159'la test koşullarında 100 km'de ortalama 7.4 litre yakıt tükettik. Bu ortalamaya sadık kalınabilirse 1000 km sınırını zorlayabilen otomobil sakin uzun yolculuklarda çok daha mucizevi değerler ortaya koyabilir.
    Kullanım, konfor
    156 çok iyi yol tutabilen bir otomobildi. Yüksek viraj limitleri ve verdiği hakimiyet hissi sporcu karakteriyle çok uyumluydu. 159'da tıpkı 156'da olduğu gibi yine F1 kökenli dörtgen geometrili üçer kollu çift salıncak ve arkada çok kollu aks kullanılırken Opel Vectra ve Saab 9-3'le ortak kullanılan gövde geometrisi 156'ya göre bir kuşak ileri taşınmış. Büyüyen boyutların da etkisiyle tutunma özellikleri konforla beraber geliştirilen 159'da direksiyon keskinliği de hakimiyeti çok yükseltiyor. Keskin dönüşlerde arkasını bırakma eğilimi 156'ya göre çok daha düşük olan 159'da süspansiyon da çok sessiz çalışıyor. Otomobilin limitlerinde yaşanabilecek riskler için çekiş kontrol sistemi ASR ve denge kontrol sistemi VDC her an pusuda bekliyor. VDC'nin kapsamında ABS, fren destek sistemi, EBD, çekiş kontrol sistemi ve tork kontrol sistemi organize çalışıyor. Ama gelişmiş süspansiyon geometrisi sayesinde bu sistemler ancak kaygan ya da ıslak yüzeylerde ve acemi kullanımlarda çalışma gereği duyabiliyor.
    Otomobildeki konfor düzeyiyse 156'yla kıyaslanamayacak kadar yüksek. Her şey bir kenara, büyüyen boyutlarla kullanım alanları iyice ferahlatılmış.
    Fren testlerinde, otomobilde kullanılan 225/50 R17 ebatlı Goodyear F1 lastiklerin yol tutuş gibi fren performansında da önemli rol üstlendiğini gördük. Lastikler ve sistem soğukken 100 km/s hızdan en uzun 36 metrede duran 159, üç panik duruşun ardından oluşan ısınmayla fren mesafesini 34 metreye indirmeyi başardı. Fren pedalının dozlama hassasiyetindeki Alman lezzeti kolayca algılanabilir.

    Kullanım, konfor

    156 çok iyi yol tutabilen bir otomobildi. Yüksek viraj limitleri ve verdiği hakimiyet hissi sporcu karakteriyle çok uyumluydu. 159'da tıpkı 156'da olduğu gibi yine F1 kökenli dörtgen geometrili üçer kollu çift salıncak ve arkada çok kollu aks kullanılırken Opel Vectra ve Saab 9-3'le ortak kullanılan gövde geometrisi 156'ya göre bir kuşak ileri taşınmış. Büyüyen boyutların da etkisiyle tutunma özellikleri konforla beraber geliştirilen 159'da direksiyon keskinliği de hakimiyeti çok yükseltiyor. Keskin dönüşlerde arkasını bırakma eğilimi 156'ya göre çok daha düşük olan 159'da süspansiyon da çok sessiz çalışıyor. Otomobilin limitlerinde yaşanabilecek riskler için çekiş kontrol sistemi ASR ve denge kontrol sistemi VDC her an pusuda bekliyor. VDC'nin kapsamında ABS, fren destek sistemi, EBD, çekiş kontrol sistemi ve tork kontrol sistemi organize çalışıyor. Ama gelişmiş süspansiyon geometrisi sayesinde bu sistemler ancak kaygan ya da ıslak yüzeylerde ve acemi kullanımlarda çalışma gereği duyabiliyor.
    Otomobildeki konfor düzeyiyse 156'yla kıyaslanamayacak kadar yüksek. Her şey bir kenara, büyüyen boyutlarla kullanım alanları iyice ferahlatılmış.
    Fren testlerinde, otomobilde kullanılan 225/50 R17 ebatlı Goodyear F1 lastiklerin yol tutuş gibi fren performansında da önemli rol üstlendiğini gördük. Lastikler ve sistem soğukken 100 km/s hızdan en uzun 36 metrede duran 159, üç panik duruşun ardından oluşan ısınmayla fren mesafesini 34 metreye indirmeyi başardı. Fren pedalının dozlama hassasiyetindeki Alman lezzeti kolayca algılanabilir.

    Fiyat, donanım

    Alfa 159'un tek dizel motor seçeneği 1.9 JTD, Progression donanım seviyesiyle 63 bin 320 YTL'den başlayan fiyatlarla satılırken Distinctive donanımında başlangıç değeri 69 bin 639 YTL'ye yükseliyor. 1.9 JTD Progression'da ABS+EBD, ön, yan, sürücü tarafı diz ve perde havayastıkları, çift bölgeli otomatik klima, sis farları, 8 hoparlörlü radyo/CD çalar, ISOFIX çocuk koltuğu sabitleme noktaları, yükseklik/derinlik ayarlı ve deri kaplı direksiyon simidi, direksiyondan kumandalı müzik sistemi, elektrikli camlar, yükseklik ayarlı ön koltuklar, yol bilgisayarı, hız sabitleme sistemi, ön kol dayanağı, arkada kayak tüneli, immobilizer, uzaktan kumandalı merkezi kilit, follow-me-home gecikmeli aydınlatma, elektrik kumandalı ve ısıtmalı aynalar, 16 inçlik alaşım jantlar standart sunuluyor. Bu versiyonda denge kontrol sistemi VDC, tork kontrol sistemi MSR, yokuşlarda geri kaymayı önleyen Hillholder sistemi, 17 inçlik jantlar, açılır tavan, asimetrik katlanabilen arka koltuk sırtlığı, park sensörü, yağmur, buğu, koku ve karanlık sensörleriyle otomatik kararan iç aynadan oluşan Sensör Paketi ve alarm opsiyonel alınabiliyor. Distinctive versiyonunda ek olarak bi-xenon farlar, far yıkama sistemi, 17 inçlik jantlar, elektrikli katlanır aynalar, asimetrik katlanan arka koltuk sırtlığı, arka cam perdesi ve GSM telefon hazırlığı standart sunulurken, açılır tavan, üç bölgeli otomatik klima, ısıtmalı ön koltuklar, elektrik kumandalı ön koltuklar, pozisyon hafızalı sürücü koltuğu, elektrikli katlanır aynalardan oluşan Konfor Paketi, deri döşeme ve ısıtmalı ön koltuklardan oluşan Deri Paketi, alarm, Bose hi-fi ses sistemi, amplifikatör, 10'lu CD değiştirici ve subwoofer'dan oluşan Ses Paketi, yolcu diz havayastığı, Bluetooth, navigasyon sistemi opsiyonları alınabiliyor. 1.9 JTD Distinctive'de Progression'a ek olarak elektrikli katlanır aynalar, asimetrik katlanan arka koltuk sırtlığı, arka cam perdesi, bi-xenon farlar, far yıkama sistemi opsiyonel olarak alınabiliyor.


    Alfa Romeo 159 1.9 16V JTD Distinctive
    Fabrika verileri
    Motor (tip/silindir sayısı) Sıralı/4
    Subap/eksantrik sayısı) 16/2
    Motor hacmi (cc) 1910
    Maksimum güç (HP-d/d) 150 HP-4000 d/d
    Maksimum tork (Nm-d/d) 320 Nm-2000 d/d
    Son hız (km/s) 210
    Şanzıman 6 ileri manuel
    Frenler (ön/arka) Hava kanallı disk/disk
    Lastikler 225/50 R17
    Tüketim (fab. ver.)(lt/100 km) 4.8/6.0/8.1 lt
    Depo hacmi (lt) 70
    Boş ağırlık (kg) 1535
    Bagaj hacmi (lt) 405
    Uzunluk/Genişlik/Yükseklik (mm) 4660/1828/1417
    Aks mesafesi (mm) 2700
    Test verileri
    Fren mesafesi (m) 34
    Tüketim (lt/100km)/Menzil 7.4/945
    Hızlanma
    0-50 km/s 3.7
    0-100 km/s 10.9
    0-130 km/s 18.6
    0-400 m 17.7
    60-100 km/s(4. vites) 18.0
    İç gürültü (db(A))
    50 km/s 61
    100 km/s 66
    130 km/s 68

    SONUÇ
    Kabul etmek gerekiyor ki, ateşli tasarımı dışında kalan özellikleriyle İtalyan ekolünden ayrılıp Alman çizgisine yerleşen 159, selefi 156 kadar Alfa Romeo değil. Tok yapısı ve performansla bezenmiş konforlu sürüş özellikleriyle herhangi bir markayı çağrıştırmamakla beraber Alman olduğunu düşündüren otomobil "hemşehri" rakiplerine meydan okuyor. Ürün iyi ama 159'un Türkiye'deki başarısı fiyat politikası, verilecek hizmet kalitesi ve markanın ikinci eldeki konumunun iyileşitirlmesine bağlı görünüyor.

    Resmi: Schumacher Dönüyor Hem De 2010 Da Olacak Mercedes Takımına


    Uzun süredir döndü-dönecek denen 7 dünya şampiyonluğu bulunan Michael Schumacher, bugün yapılan açıklama ile spora geri döndü

    2010'da 41 yaşında olacak Alman pilotun ismi, Mercedes GP'nin BrawnGP'yi almasından bu yana takımla birlikte anılıyordu.

    Michael Schumacher, Mercedes GP ile 3 senelik anlaşma imzaladı.

    Schumacher: "Kasım ayının sonunda Ross, Mercedes ile yarışma şansımla ilgili beni aradığında harika duygular hissettim"

    "Yarış pistini asla terk etmedim. 2006 sonu itibari ile F1'den yorulmuştum ama üç senelik ayrılığın ardından bütün enerjimle geri dönüyorum. Motosikletlerle uğraştım ve şimdi bazı ciddi işler için kendimi hazır hissediyorum."

    Schumacher, 2006 sezonu son yarışı Brezilya GP sonrasında spora veda etmişti ama İtalyan markada danışmanlık görevi yanında Ferrari'de zaman zaman testlere katılmıştı.

    Bu anlaşma öncesinde Ferrari'de geçen sene Massa'nın yaralanıp yarışamayacak duruma gelmesi sonrasında eski takımı ile spora dönmeyi de planlamıştı ama boyun ağrıları, onu bu isteğinde engellemişti.

    Schumacher'in de takıma gelmesi ile Mercedes GP, iki Alman pilot ile 2010 sezonuna giriyor.

    Daha Hızlı ve Acımasız

    Ferrari F430
    Daha hızlı ve acımasız

    İlk kez 1999 yılında yollara çıkan 360 Modena’nın yerini alacak olan F430, gergin hatları ve 490 HP’lik yeni V8 motoruyla Lamborghini Gallardo’nun karşısına Ferrari markalı yeni ve eskisine göre daha dişli bir rakibin çıkacağını müjdeliyor.


    En kolay ulaşılabilir Ferrari modeli olan 360 Modena'nın yerini alacak olan 430 isimli model Paris Otomobil Fuarı'nda tanıtılmayı bekliyor. 360 Modena'yla birçok konuda benzerlik gösteren araçta, alüminyum konstrüksiyon, ortada konumlu motor, iki koltuklu oturma düzeni ve kompakt yapılı V8 motor gibi özellikler varlığını sürdüruyor. Öncelikli olarak daha kompakt ve saldırgan görünümlü F430'un tamamen değiştirilen far ve geniş hava yarıklarıyla dolu tampon tasarımı çehreyi farklı kılmaya yetiyor.

    Bununla birlikte arka tekerleklerin önünde ve üstünde açılan hava kanalları sayesinde motorun soğutulma işleminin kolaylaştırılması sağlanmış. Aracın arkasındaysa camın altından izlenebilen motor tasarımı, dört gözlü stop lambaları gibi detaylar Enzo'ya göndermeler yapacak biçimde elden geçirilmiş. Aracın yere daha sağlam basmasını sağlayan arka difüzor ise arka tampon kadar Ferrari kısrağının konumlandığı bölgenin yeniden şekillendirilmesine sebep olmuş.


    İç mekandaysa direksiyon simidinin 612 Scaglietti'den alındığı görülürken bazı kokpit detaylarının son dönem modellerinden klonlandığı görülüyor.

    Aracın 493 HP'lik Lamborghini Gallardo'yla rekabet etmesini sağlayacak olan 4.2 litrelik motoru aslında Maserati'nin Coupe ve Spyder modellerinden tanıdık. 360'da kullanılan 3.6 litre hacimli 400 ve 430 HP'lik iki adet versiyonu bulunan V8 motorun yerini alan bu güç ünitesinde birtakım modifikasyonlar yapılmış.

    0-100 km/s hızlanmasını 4.0 saniyede tamamlayıp, maksimum 315 km/s'lik son hıza ulaşan F430, bu performansını 6 ileri vitesli elektrohidrolik şanzımana borçlu. Bunun dışında Ferrari'nin F1 aracında kullandığı elektronik diferansiyel kilidi, ilk defa seri üretim bir modelde kullanılıyor.



    Aracın Ömrünü Uzatacak 15 Öneri

    Aracın ömrünü uzatacak 15 öneri

    Araç tamiri gerçekten pahalıya malolabilir. Buradaki önerilere uyarsanız, aracınız daha az zorlanır ve bütçenizi zedeleyecek servis ziyaretlerinden kurtulabilirsiniz.


    İmdat, servis faturası! Tamirat kısa bile sürse bazı arızalar, yüzlerce liralık faturalarla sonuçlanabilir. Bu hiç de şaşırtıcı değil, çünkü bazı parçaların fiyatları gerçekten yüksek olabilir. Ayrıca saatlik işçilik ücretleri de bunlara ekleniyor. Bu sürpriz ziyaretlerin çoğu hem can sıkıcı hem de aslında gereksizdir. Çünkü birçok pahalı tamirattan, çok daha ucuz bakımlar ve maliyetlerle kurtulmak mümkündür. Aracın karşınıza çıkaracağı bazı belirtileri asla hafife almamak da önemlidir. Çünkü otomobillerdeki arızalar kendi kendine düzelmek yerine daha da kötüleşir. Örneğin frenler gıcırdıyor veya bir kayıştan ses geliyorsa, hemen servise gidilmeli. Çünkü fren sisteminde metalin metale teması durumda, fren disklerinin çöpe atılma vakti gelmiş demektir. Kopan bir V kayışı ise aşırı ısınmaya neden olarak motorun tamamen hurdaya çıkmasıyla sonuçlanabilir.

    Bu nedenle bütçenizi sarsabilecek büyük arızalar çıkmadan önce kontrolleri bizzat yapmanız, şüphelendiğiniz durumlarda ise servisi ziyaret etmeniz en doğru hareket olacaktır. Aşağıdaki 15 öneriyi bizzat kendiniz uygulayabilir, servise gitmeye gerek kalmadan pahalı tamiratların önüne geçebilirsiniz.

    About Me

    Fotoğrafım
    batindemir
    16 Ekim 2002 tarihinde İstanbul' da dünyaya geldim.
    Profilimin tamamını görüntüle

    Pages

    ARŞİVİM

    BEN KİMİM ?

    Fotoğrafım
    16 Ekim 2002 tarihinde İstanbul' da dünyaya geldim.

    Followers