24 Kasım 2009 Salı

Türkiye Halkı

Türkiye


Git ve: kullan, ara


Başlığın diğer anlamları için bakınız: Türkiye (anlam ayrımı)
Başlığın diğer anlamları için bakınız: Turkey
Türkiye Cumhuriyeti[1]
Bayrak
Türk bayrağı[2][3][4][5][6][7]

Turkey (orthographic projection)-Red version.svg
Resmî dil Türkçe[8]
Başkent Ankara[8]
En büyük şehir İstanbul[9]
Devlet şekli Cumhuriyet[1]
Yönetim biçimi Demokrasi[10]
Kurucusu Mustafa Kemal Atatürk[11]
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül[12]
Meclis Başkanı Mehmet Ali Şahin [13]
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan [14]
Yüzölçümü İzdüşüm alanı (harita üzerinde) 783,562 km²
; gerçek alanı 814.578 km²
. Dünya yüzeyinin %1,3'ünü kaplar, en geniş 37. ülkedir. Avrupa'da Rusya'dan sonra 2. sırada yer alır.[15]
Nüfus 71.517.100
[16]
Nüfus yoğunluğu 93 kişi/km²[16]
Millî günler 23 Nisan: TBMM'nin açılışı (1920)
19 Mayıs: Kurtuluş Savaşı'nın başlaması (1919)
30 Ağustos: Kurtuluş Savaşı'nın kazanılması (1922)
29 Ekim: Cumhuriyetin ilanı (1923)
Millî gelir, Cari (GSMH) 744.2 milyar ABD Doları (2008)[17]
Millî gelir, SAGP (GSMH) 1.029 trilyon ABD Doları (2008)[18]
Kişi başına düşen millî gelir, Cari 10.745 ABD Doları (2008)[19]
Kişi başına düşen millî gelir, SAGP 13.920 ABD Doları (2008)[20]
İhracat 132.8 milyar ABD Doları[kaynak belirtilmeli]
İthalat 198.6 milyar ABD Doları[kaynak belirtilmeli]
Yıllık Enflasyon TÜFE: %7,52 [21]
ÜFE: %3,22 [22]
Para birimi Türk Lirası (TL)[23]
Saat dilimi
- Yaz saati
EET (UTC+2)
EEST (UTC+3)
Milli Slogan Yurtta Sulh, Cihanda Sulh
Millî Marş İstiklâl Marşı[8]
Millî renkler Kırmızı ve beyaz
İnternet alan adı .tr
Telefon kodu +90

Türkiye, resmî adıyla Türkiye Cumhuriyeti [1] Başkenti Ankara olan ve Kuzey yarımkürede eski dünya karaları denilen, Avrupa, Asya ve Afrika kıtalarının birbirine en çok yaklaştığı noktada bulunan ülke. Ülke topraklarının bir bölümü Anadolu Yarımadasında, bir bölümü ise Balkan Yarımadası'nın uzantısı olan Trakya'da bulunur. Ülkenin üç yanı Akdeniz, Karadeniz ve bu iki denizi birbirine bağlayan Boğazlar ile Marmara Denizi ve Ege Denizi ile çevrilidir. Komşuları Yunanistan, Bulgaristan, Gürcistan, Ermenistan, Azerbaycan (Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti) ile, İran, Irak ve Suriye'dir.

Türkiye, Osmanlı Devleti'nin I. Dünya Savaşı sonunda yenilmesinden sonra, Osmanlı Devleti'nin yerine kurulan ardıl devletler içinde tek bağımsız devlet olarak[24][25] devletin Türk nüfus çoğunluğuna sahip toprakları üzerinde Mustafa Kemal Atatürk önderliğindeki halkın büyük mücadelesi ile kurulmuştur. (Arnold Joseph Toynbee gibi bazı tarihçiler ise Türkiye'nin (başlıca ardıl olmak bir yana) tek ardıl devlet sayılması gerektiğini savunurlar.[26] 29 Ekim 1923 tarihinde cumhuriyeti ilan eden Türkiye Büyük Millet Meclisi, Türkiye Cumhuriyeti devletinin kurucu iradesinin sahibidir.

Türkiye, aralarında Birleşmiş Milletler, Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü, Avrupa Konseyi, İslam Konferansı Örgütü, Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü, Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı, Dünya Ticaret Örgütü, Karadeniz Ekonomik İşbirliği Örgütü, Ekonomik İşbirliği Örgütü gibi birçok uluslararası örgüte üyedir.[27]. 3 Ekim 2005 tarihinden itibaren Avrupa Birliği'ne tam üyelik için müzakerelere başlanmıştır.[28]

Konu başlıkları

[gizle]

Kökenbilim

Bilim adamları ve araştırmacılar Türkiye sözcüğünün İtalyanca'dan geldiğini kabul ederler. Tarihçi İlber Ortaylı bir makalesinde Cenevizli ve Venedikli tüccar ve diplomatların, 12. yüzyılda, Türkiye'yi Turchia ve Turmenia olarak tanımladıklarını belirtir.[29] Ayrıca, Türkiye adı ilk defa 1190'da bir yazılı kaynakta, Haçlı Seferi vak'ayinamesinde geçmektedir. Abdulhaluk Çay ise Turchia tanımını çok daha gerilere götürür ve Turchia tabirine ilk defa 6. yüzyılda Bizans kaynaklarında rastlandığını belirtir ve şöyle der "Bu tabir 9. ve 10. yüzyıllarda İdil/Volga Nehri'nden Orta Avrupa'ya kadar uzanan saha için kullanılmıştır. Bu kullanımın Kafkasya bölgesinde Hazar Kağanlığı için Doğu Türkiye’si, Arpad Hanedanı'nın kurduğu Macar Devleti için Batı Türkiyesi şeklinde olduğunu ve aynı tabirin 12. yüzyıldan itibaren Anadolu için kullanıldığını belirtir. Tarihte 13-14. yüzyıllarda Mısır Memlûkleri de Türkiye adını kullanmışlardı: "ed-devlet üt Türkiya" (1250-1387). Türkçedeki kelime anlamı ise Türk ve İye (ait) kelimelerinin birleşmesi ile oluşan Türkiye kelimesidir.

Osmanlı Devleti'nde, 19. yüzyıla kadar Türkiye adı kullanılmadı; Devlet-i Âliyye, Devlet-i Osmaniye, Memalik-i Şahane, Diyar-ı Rum adları kullanıldı. Fakat dış dünya Osmanlı İmparatorluğu (Ottoman Empire) adını kullanmak yerine Türkiye (Turkey) adını kullanmışlardır. O dönemde yabancı dillerle çizilmiş haritalara bakıldığında bu durum açıkça ortadadır. Daha sonra, Jön Türkler arasında Osmaniye yerine Türkistan, Türkeli, Türkili gibi adlar önerildiyse de, Orta Asya'da Türkistan adlı bir devlet olduğundan bu benimsenmedi. Anayasada (1921) "Türkiye"[30] adı yazıldı ve 1923'de devletin resmi adı Türkiye olarak kabul edildi.

Türkiye Cumhuriyeti'nin 29 Ekim 1923'ten 1 Kasım 1928'e kadarki isminin yazılışı Osmanlı Türkçesi ile توركيه جمهوريت şeklindedir . 1 Kasım 1928 tarihinde 1353 sayılı "Yeni Türk Harflerinin Kabul ve Tatbiki Hakkında Kanun"un kabul edilmesi ile yazılış bugünkü halini almıştır.

Tarih

Ana madde: Türkiye tarihi

Türkiye Cumhuriyeti siyasi tarihi

Flag of Turkey.svg

Kuruluş Dönemi

I. Dünya Savaşı
Kuvva-i Milliye
Kurtuluş Savaşı
Erzurum Kongresi
Sivas Kongresi
Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti
Misak-ı Milli
TBMM'nin kuruluşu
Sevr Antlaşması
Lozan Antlaşması

Atatürk Dönemi ve Siyasal devrimler

Tek Partili Dönemi
Saltanatın Kaldırılması
Cumhuriyet Halk Partisi
Cumhuriyetin İlanı
Halifeliğin Kaldırılması
Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası
Şeyh Sait isyanı
Serbest Cumhuriyet Fırkası Onuncu Yıl Nutku
Gençliğe Hitabı

Milli Şef; İsmet İnönü

İsmet İnönü
Köy Enstitüleri
II. Dünya Savaşı
Varlık Vergisi
Milli Kalkınma Partisi

Türkiye Cumhuriyeti'nin Çok Partili Dönemi

Çok partili dönem
Demokrat Parti
Adnan Menderes
27 Mayıs Darbesi
Türkiye İşçi Partisi
Suat Hayri Ürgüplü
Adalet Partisi

1970'li yıllar; Sağ-sol çatışması

12 Mart Muhtırası
Ecevit Hükümetleri
Ecevit'e suikast
Milliyetçi Cephe Hükümetleri 24 Ocak Kararları

Siyasi yasaklar; 12 Eylül 1980

12 Eylül Darbesi
Kenan Evren
Turgut Özal
Anavatan Partisi
PKK sorunu

1990'lı yıllar; Eskilerin dönüşü

Türkiye ve Avrupa Birliği kronolojisi
Demokratik Sol Parti
Sosyaldemokrat Halkçı Parti
Erdal İnönü
Tansu Çiller
Refah Partisi
Necmettin Erbakan
Milliyetçi Hareket Partisi

Türkiye Cumhuriyeti, Atatürk ve silah arkadaşları tarafından, İstiklal Savaşı'nın kazanılması ile, 1. Dünya Savaşı'ndan yenik çıkmış ve savaşı kazanan devletlerce paylaşılmış Osmanlı İmparatorluğu'nun Anadolu ve Trakya'da kalan toprakları üzerine kurulmuştur. İstiklal Harbi, Misak-ı Milli sınırları[31] içinde ülke bütünlüğünü korumak, milli egemenliğe dayalı, tam bağımsız yeni bir Türk devleti kurmak için tüm milletçe girişilen, çok cepheli bir savaştır.

Kurtuluş Savaşı'nda düşmana karşı koyan, ülkenin direniş örgütlenmeleri ve güçleri olan milli güçler, Osmanlı ordusu ile Kurtuluş Savaşı milis ve gönüllülerinden oluşan Kuvayı Milliye'dir.

Kuvayı Milliye, ülkenin dört bir yanının Yunan, İngiliz, Fransız, İtalyan birliklerince ele geçirildiği, Mondros Mütarekesi ile ülkeye ağır koşulların dayatıldığı, Osmanlı ordusunun silahlarının alınıp dağıtıldığı, her şeyin bitti sanıldığı günlerde, milletin tepkisi olarak doğan bir halk direnişidir.

12 Haziran 1919'da Havza'dan Amasya'ya gelen Mustafa Kemal Paşa buradan yayımladığı bildiri ile ülkenin içine düştüğü durumu açıklıkla saptıyor, çözümün bütün güçlerin birleşmesinden geçtiğini vurguluyordu. Mustafa Kemal Amasya'da Anadolu ve Rumeli'de kurulan Müdafaa-i Hukuk Dernekleri'ni birleştirme, kongreler yaparak tüm milletin kesin kararına dayalı yeni bir yönetim kurma amacıyla Amasya Tamimi'ni hazırlamıştır.[32]

Bu tamim milli egemenliğe dayalı yeni Türk devletinin kurulması yolunda atılan ilk adımdır. Milletin teşkilatlandırma ve mücadele yöntemleri belirginleşmiştir. Milli Egemenlik ve milli bağımsızlık fikri ilk kez ortaya atılmıştır.

8 Temmuz'da İstanbul'a görevinden ve askerlikten ayrıldığını bildirerek, Osmanlı Hükûmeti ile tüm ilişkilerini sona erdiren Mustafa Kemal ertesi gün Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti Erzurum Şubesi'nin başkanlığına seçildi. 23 Temmuz 1919'da Mustafa Kemal'in başkanlığında toplanan Erzurum Kongresi'nde[33] alınan karar ile;

Millî sınırlar içinde vatan bir bütündür, bölünemez

Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin ilk üyeleri

Millî direnişi oluşturmada ikinci büyük adım olan ve 4-11 Eylül 1919 tarihinde yapılan Sivas Kongresi'nde[34] Mustafa Kemal Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti'nin başkanı olarak seçilerek Milli Kurtuluş Savaşı'nın yetkili lideri haline gelmiştir.

27 Aralık 1919'da Ankara'ya gelen Mustafa Kemal Ankara'yı Anadolu'daki direniş hareketinin merkezi olarak seçmiştir.

İstanbul'un işgalinden üç gün sonra, Atatürk ünlü 19 Mart 1920 tarihli bildiriyi yayımlayarak, olağanüstü yetkiler taşıyan bir meclisin Ankara'da toplanacağını bildirerek Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş temellerinin Ankara'da atılmasını sağladı.

Atatürk 21 Nisan'da yayımladığı ikinci bir bildiri ile, Meclis'in 23 Nisan günü toplanacağını ve açılış töreninin nasıl yapılacağını duyurdu.[35]

TBMM, 24 Nisan 1920 günü yaptığı ikinci toplantısında Mustafa Kemal'i (Atatürk), başkanlığa seçti. Mustafa Kemal, kendi öncülüğünde kurulan TBMM'nin başkanlığını Cumhurbaşkanı seçildiği gün olan 29 Ekim 1923 tarihine kadar sürdürdü.

Siyasal hayat

Ana maddeler: Türkiye Cumhuriyeti siyasi tarihi, Atatürk İnkılapları ve Mustafa Kemal Atatürk

9 Eylül 1923'te Mustafa Kemal Atatürk tarafından kurulmuş olan Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk siyasi partisidir.[36][37] Merkez kanatta yer alır

Başlangıçta adı "Halk Fırkası" olan parti 1924 yılındaki kurultayda adını Cumhuriyet Halk Fırkası olarak değiştirdi. 1927 yılında Atatürk tarafından belirlenen, "Cumhuriyetçilik", "Halkçılık", "Milliyetçilik", ve "Laiklik" ilkelerini tüzüğüne ekledi. 1935 yılındaki kurultayda daha önceki dört ilkeye Atatürk'ün kararıyla "Devletçilik" ve '"Devrimcilik" ilkeleri de eklenerek ilkeler altıya çıkarıldı ve partinin adı "Cumhuriyet Halk Partisi" oldu.

Türkiye'deki tek parti yönetiminin, bugünkü anlayış ve tanım çerçevesinde bir demokrasi olmadığı çok açıktır.

Doğu ve Orta Avrupa sağ ve sol diktatörlerin baskısı altında idi. Almanya'da Hitler İtalya'da Mussolini, İspanya'da Franko'nun faşist yönetimleri vardı. Fransa, Belçika ve İsviçre'de kadınlar en temel insan haklarından biri olan siyasal haklardan yoksun bulunuyorlardı. Yani nüfusun yarısını oluşturan kadınların seçme ve seçilme özgürlükleri yoktu.

II. Dünya Savaşı'nın hemen ardından, gerek uluslararası siyasetteki gelişmeler, gerekse ülke içindeki yeni oluşumlar rejimin genel niteliğinde önemli değişiklikleri gündeme getirdi. Basında ve mecliste çok partili siyasal sistemi savunan bir anlayış oluştu. Buna CHP genel başkanı ve cumhurbaşkanı İsmet İnönü de yaptığı konuşmalarla destek verdi.[38] [39]

Türkiye Cumhuriyeti'nin Çok Partili Dönemi

Ana madde: Türkiye Cumhuriyeti'nin Çok Partili Dönemi

1946 yılından itibaren Türk siyasi hayatının CHP dışında 2. bir partinin kurularak seçimlere çok partili olarak gidilmesi ile başlamıştır.

Çok partili hayat 1945 yılında Nuri Demirağ tarafından kurulan Milli Kalkınma Partisi ile başlamıştır. Ancak parti İsmet İnönü tarafından kapattırılmıştır.[kaynak belirtilmeli] 7 Ocak 1946'da Dörtlü Takrir'e imza atanlar tarafından kurulan DP'nin parti genel başkanlığına Celâl Bayar getirildi. DP, ekonomi ve siyasette liberal düzenlemeleri savunuyordu.

1950 genel seçimleri'nde Demokrat Parti galip olarak çıkmıştır. Adnan Menderes liderliğindeki DP ilk başlarda çok popülerken 1950'lerin sonlarına doğru yaşanan ekonomik sıkıntılar ve hükümetin antidemokratik uygulamaları nedeniyle sıkıntılı bir döneme girmiş ve 1960 yılında yapılan askerî darbe ile çok partili yaşam kesintiye uğramıştır.[kaynak belirtilmeli] Darbe neticesinde dönemin cumhurbaşkanı Celâl Bayar ve dönemin Başbakanı Adnan Menderes idama mahkûm edilmiş fakat baskılar neticesinde Celâl Bayar'ın cezası müebbede çevrilirken, Adnan Menderes, Hasan Polatkan, Fatin Rüştü Zorlu idam edilmişlerdir.

Yönetim biçimi

Ana madde: Türkiye Cumhuriyeti'nin devlet yapısı

Yönetim biçimi Cumhuriyet olan Türkiye Cumhuriyeti, Mustafa Kemal önderliğinde 1923'te kurulmuştur. Resmî dili Türkçe'dir. Demokratik, laik, sosyal bir hukuk devleti yönetim anlayışı vardır. Kuvvetler ayrılığı esası vardır. Yasama işlerini Türkiye Büyük Millet Meclisi, yürütme işlerini Hükûmet, yargı işlerini ise bağımsız mahkemeler yapar. Türkiye'de 1923'te cumhuriyetin ilanı ile devlet başkanı, cumhurbaşkanı sıfatını almıştır. Cumhurbaşkanı devletin başı ve başkomutandır. Bu sıfatla Türkiye Cumhuriyeti'ni ve Türk Milleti'nin birliğini temsil eder. Anayasanın uygulanmasını, devlet organlarının düzenli ve uyumlu çalışmasını gözetir.

Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) (Kuruluş: 23 Nisan 1920). Türkiye Cumhuriyeti'nin yasama organıdır. Halk tarafından her 4 yılda bir yapılan seçimler ile belirlenen milletvekilleri, TBMM çatısı altında yasama görevini yerine getirmek üzere kanunları belirler. TBMM'ye 550 milletvekili seçilmektedir.

Türkiye Cumhuriyeti'nde yürütmenin başı olan başbakan, Bakanlar Kurulu'na başkanlık eder, hükümeti ve icraatlarını yönetir. Türkiye Cumhuriyeti'nde her 4 yılda bir genel seçimle oluşan Meclis tarafından Başbakan, 4 yıl süre ile seçilir.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), 9 Eylül 1923'te Mustafa Kemal Atatürk tarafından kurulmuş olan, Türkiye'nin ilk siyasi partisidir. Atatürk zamanında merkezde bir çizgi takip ederken, çok partili düzene geçişle birlikte ortanın soluna doğru kaymıştır. 1927 yılında "Cumhuriyetçilik", "Halkçılık", "Milliyetçilik", ve "Laiklik" ilkelerini tüzüğüne ekledi. 1935 yılındaki kurultayda daha önceki dört ilkeye "Devletçilik" ve '"Devrimcilik" ilkeleri de eklenerek ilkeler altıya çıkarıldı ve partinin adı "Cumhuriyet Halk Fırkası" oldu.

Dış politika

Osmanlı devleti, Lozan Antlaşması'nı I. Dünya Savaşı'nın galip devletleri ile eşit koşullarda imzalamış ve milletlerarası alanda, Türkiye adı altında Cumhuriyet olarak varlığını sürdürmeye devam etmiştir.

Atatürk Döneminde dış politikalar

Atatürk; Yurtta Sulh, Cihanda Sulh sözü ile uluslararası ilişkilerde Türkiye Cumhuriyeti'nin resmî politikasının ne olacağını tüm dünyaya belirtmiştir. Atatürk barışçıl ancak Türk Milleti'nin çıkarını gözeten bir dış politika izlemiş ve bunun için döneminde bölge eksenli oluşumlar sağlamaya çalışmıştır. Bunla hem ülkenin hem ekonomik ve siyasi açıdan Türkiye için önemli olan bölge ülkelerinin her alanda işbirliği yapmasını sağlayarak Batılı ülkelerin uygulamaya çalıştığı dış etkiyi kırmayı amaçlamıştır.

Türkiye ve Milletler Cemiyeti

Türkiye, Milletler Cemiyeti'nin kurucu üyesidir.

Sadabat Paktı

Mustafa Kemal, ölümünden bir yıl önce (8 Temmuz 1937)’de gerçekleştirdiği Sadabat Paktı ile Ortadoğu ve Kafkaslar'da İran'ı kendisine asıl muhatap olarak görmüş İran ile Türkiye'nin bölgesel işbirliği ve ortaklık antlaşması olarak Sadabat Paktı'nın imzalanmasını gerçekleştirmiştir. Türkiye, İran, Irak ve daha sonra SSCB'nin önerisiyle Afganistan katılmıştır.[40] Sadabat Paktı, II. Dünya Savaşı sonrasında hukûken yürürlükte kalmıştır ama Atatürk sonrasında unutulmuştur.

Balkan Antantı

1934 de yapılan Üçüncü Balkan Konferansı' ı sonucu ortaya çıkan Antant ile birlikte, taraflardan biri Balkanlı olmayan bir devlet tarafından saldırıya uğrar ve bir Balkan devleti de saldırgana yardım ederse, diğer tarafların bu Balkanlı saldırgana karşı birlikte savaşa gireceklerine dair gizli bir protokol de imzalanmıştı.

Atatürk Sonrası dış politika

Birleşmiş Milletler, NATO ve AB

Türkiye 1952'den beri NATO üyesidir
Ana madde: Türkiye ve Avrupa Birliği kronolojisi

Birleşmiş Milletler, Türkiye'nin aralarında bulunduğu 51 ülkenin katılımıyla 24 Ekim 1945 tarihinde kurulmuştur. Katılın ülke sayısı zamanla artarak günümüzde bu sayı 190'ı geçmiştir. Türkiye, Birleşmiş Milletler'e ilk üye olan ülkelerden biridir ve Birleşmiş Milletler ile Kore, Somali, Bosna, Filistin ve Afganistana asker göndermiştir. Son olarak da Lübnan'a asker gönderme kararı almıştır.

Türkiye, Ekim 2008'de 192 ülkeden 151 ülkenin oyunu alarak Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi Geçici Üyeliği görevine seçilmiştir. Türkiye; 2 yıllığına bu görevinde, Avusturya ile birlikte Batı Avrupa'yı temsil etmektedir.

9 Nisan 1949'da Washington Antlaşması ile kurulan NATO bir kolektif savunma örgütü olarak bilinmektedir. Kurucu antlaşmanın özellikle 3., 4., ve 5. maddeleri önemlidir. Bu maddelerle üye ülkeler, ortak savunma için yeteneklerini geliştirmeye, herhangi bir üyenin toprak bütünlüğü, siyasi bağımsızlık ve güvenliği tehlikede olduğunda bir araya gelmeyi ve herhangi birine saldırıldığında bu saldırıya hepsine karşı yapılmış bir saldırı olarak kabul etmeyi taahhüt etmişlerdir.[41]

Türkiye ile Avrupa Birliği arasındaki ilişki 40 yılı aşkın bir süreye dayanır. Avrupa Ekonomik Topluluğu olarak kurulduğu yıllarda, ortaklık için başvuran Türkiye, zaman zaman duraklayan ve zorlukla ilerleyen bu ilişkiyi, müzakere aşamasına kadar sürdürmüştür.

Türkiye ve Avrupa Birliği

Ana madde: Türkiye-Avrupa Birliği ilişkileri
Türkiye ile Avrupa Birliği arasında tam üyelik oylamaları hâlen sürmektedir

DP, 31 Temmuz 1959'da AET'ye ortak üye olmak için topluluk konseyine başvurdu. 27 Mayıs 1960 askeri müdahalesi ve Menderes, Zorlu, Polatkan'ın idamları üzerine Fransa cumhurbaşkanı Charles De Gaulle, Türkiye'nin üyeliğinin dondurulmasını istemiştir. AT ile görüşmeler Eylül 1959-Ekim 1960'da istişari olarak başladı. Askeri darbe yüzünden görüşmeler 1960'a kadar kesildi. Türkiye, gümrük birliği hedefiyle görüşmelerde yer aldı. 1963'e kadar görüşmeler yapıldı. 12 Eylül 1963'de Ankara Anlaşması imzalandı, gümrük birliğine dayalı ve ortak üye olan Türkiye'nin tam üyeliğini amaçlayan anlaşma idi. 22 Temmuz 1970'de Katma Protokol imzalandı. Türkiye 25 Aralık 1976'da tek taraflı kararla bütün yükümlülüklerini dondurdu. 21 Eylül 1979'da iki taraf, ilişkileri 5 yıllığına dondurdu. 6 Şubat 1980'de dışişleri bakanı Hayrettin Erkmen, Türkiye'nin tam üyelik için başvuruda bulunacağını açıkladı. Ancak, 12 Eylül 1980'deki askeri darbe ile ilişkiler 6 yıl daha donduruldu. Türk parlamenterlerin üyelikleri düşürüldü. Avrupa, Türkiye'den demokrasiye dönüş takvimi uygulamasını istedi. 1986'da ilişkiler tekrar başlatıldı. 1987'de uyum anlaşması yapıldı. 18 Aralık 1989'da AT Komisyonu Türkiye’nin tam üyelik başvurusu hakkındaki görüşünü açıklamış, topluluğun 1992'den önce yeni üye kabul etmeyeceğini belirtmiştir. 21 Ocak 1992'de iki taraf arasında teknik işbirliği programı imzalandı. 21 Ocak 1992'de çalışma programı Ankara'da imzalandı. 6 Mart 1995'de ortaklık konseyi kararında AB'ye Türkiye'nin gümrük birliği temelinde katılması AP'nin onay sürecine bağlandı. 2003 yılında Türkiye ile üyelik görüşmeleri başladı, ancak ucu açıklık ve hazmetme kapasitesi şartları konuldu, üyelik müzakere başlıkları 2005'de donduruldu. Papa ve Fransa, Almanya gibi kurucu üyelerin liderleri Türkiye'nin AB'ye girmesinin imkânsızlığını açıkladılar.

Kıbrıs Barış Harekâtı

Hürriyet Gazetesi'nin 20 Temmuz 1974 tarihli manşeti.
Ana madde: Kıbrıs Barış Harekâtı

Kıbrıs Barış Harekâtı, 20 Temmuz 1974 tarihinde Türkiye Cumhuriyeti Devleti Türk Silahlı Kuvvetleri'nin Garanti Anlaşması'nın III. maddesine istinaden gerçekleştirdiği askerî harekâtın adıdır.

1878’de Rusya karşısında zor durumda kalan Osmanlı Devleti, Kıbrıs’ın yönetimini geçici olarak İngiltere’ye verdi. I. Dünya Savaşı’nda da İngiltere, Kıbrıs’a el koydu. 1950’lerin sonlarında bağımsızlık hareketi başladı ve uluslararası anlaşmalara dayanan bir Türk-Rum Ortak Devleti kuruldu. Fakat Rumlar Kıbrıs Türkleri'nin kazanılmış haklarını ellerinden alma ve Kıbrıs’ın tüm yönetimine el koyma yoluna gittiler. Böylece uluslararası anlaşmaları ve Anayasayı çiğnediler. Cumhurbaşkanı III.Makarios 1963 yılında devletin kuruluş antlaşmalarını tek taraflı olarak fessetiğini açıkladı. Böylece Kıbrıs Cumhuriyeti tarih sahnesinden çekilmiş oldu. Fakat amaç Türkleri adadan uzaklaştırıp Enosis'i yani adayı Yunanistan'a ilhak etmekti. Türklere ve Türk köylerine yapılan saldırılar sonucu birçok insan hayatını kaybetti ve binlerce insan göç etmek durumunda kaldı.

15 Temmuz 1974'te Yunaistan'da da cunta'nın yaptığı darbe ile Makarios koltuğundan indirilerek iktidara el konuldu ve geçici bir süre için Nikos Sampson Cumhurbaşkanlığı’na getirildi. Amaç olan Enosis çalışmaları nedeni ile Türkiye garantörlük hakkını kullanarak 20 Temmuz 1974 tarihinde adaya müdahale etti.

Türk kuvvetleri 22 Temmuz'da Girne'yi ele geçirdi. Türk paraşütçüleri Kıbrıs'ın başkenti Lefkoşa'nın Türk kesimine indi. Yunan birliklerinin Ada’da garantör olarak bulunan Türk birliğine saldırması ise, çarpışmaların Ada geneline yayılmasına neden oldu. 22 Temmuz akşamı Türkiye, BM Güvenlik Konseyi'nin ateşkes kararını kabul etti. Türk müdahalesi sonucu Yunanistan'daki cunta idaresi ve Kıbrıs Nikos Sampson Hükûmeti de yıkılmıştır.

Ancak 8 Ağustos'ta II. Cenevre Konferansı'nın yapılmakta olduğu zamanda Türklerin 'iyi niyet jesti' olarak Limasol ve Larnaka civarında bir miktar köyü boşaltmış olmalarına rağmen, Millî Muhafız Alayı ve EOKA-B işgal ettikleri yerleri tahliye etmedikleri gibi ellerindeki esirleri de serbest bırakmamışlardır.

Türkiye, Rum-Yunan hükûmetleriyle anlaşmanın mümkün olmadığı kararına vararak 14 Ağustos'ta başlayıp 16 Ağustos'ta sona eren üç günlük II. Barış Harekatını gerçekleştirdi. Apar topar ülkeye dönen Başbakan Bülent Ecevit, Milli Selamet Partisi kanadına ateşkesi kabul etmemeleri halinde hükümetin bozulacağını ifade etti. Bu ateşkes ile Erbakan'ın planı hayata geçmemiş oldu. Harekât neticesinde bir taraftan Magosa'ya diğer taraftan Lefke'ye varılarak Türk tarafının sınırları çizildi. İki harekatta toplam 498 Türk askeri, 70 Kıbrıslı Mücahit ve 270 Kıbrıs Türk’ü şehit oldu.

Ordu

Türk Hava Kuvvetleri
Türk Deniz Kuvvetleri
Türk Kara Kuvvetleri
Kara Kuvvetleri bünyesinde kullanılan Yavuz misilleme füze taşıtı
Ana madde: Türk Silahlı Kuvvetleri

Türk ordusunun kuruluş tarihi, Mete Han'ın M.Ö. 209'da düzenli orduya geçtiği tarih olarak alınır. Orta Asya’da başlayan uzun öykü, büyük göçlerin neden olduğu hareketlilikle tüm ana karalara yayılmıştı. Doğuda, Hun, Göktürk ve Uygur devletleri, Batıda ise 1040 yılında Oğuz kökenli Türklerin kurduğu başka bir Türk devleti Selçuklu İmparatorluğu, Türkleri dünyaya tanıtmış oldu.

Türk Silahlı Kuvvetleri'nin aktif personel mevcudu 514.350'dir[42].İlgili yasalara göre görevi "2000'li yıllarda, yeni güvenlik sorunlarına ve sorunlara uygun şekilde tepki göstermek, belirsizliklere karşı hazır olmak, iç ve dış tehdit ve risklere karşı ülkenin güvenliğini sağlayabilmek için;

  • Caydırıcılık,
  • Güvenlik / Harekat Ortamının Şekillendirilmesi,
  • Savaş Dışı Harekat (Barışı Destekleme Harekatı, Doğal Afet Yardım Harekatı ve İç Güvenlik Harekatı),
  • Kriz Yönetimi,
  • Sınırlı Güç Kullanımı,
  • Konvansiyonel Harp gibi faaliyetleri icra etmek"

olarak belirlenmiştir. Bu görevleri yerine getirebilmek için çok amaçlı birliklerin kurulması, sayısal fazlalık yerine teknolojik üstünlüğün kurulması, silah ve düzeneklerinin etkinliğini arttıracak teknolojik araştırmaların yapılması ve erken ikaz,darbe, elektronik harp, hava üstünlüğünün kurulması ve darbe gibi ek görevleri de yapmaktadır.Türk ordusu Avrupa'da Rusya'dan sonra 2., dünyada ise en güçlü orduya sahip ülke olarak 4. sıradadır.NATO'da ise Amerika'dan sonra birliğin gücünü değiştirebilen 2. ülkedir.[43]

Türk Silahlı Kuvvetleri;

komutanlıklarından oluşur.

Türkiye'de Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın hükümleri gereğince herhangi bir sağlık sorunu olmayan her 20 yaşına gelen Türk genci askere alınır. Eğer 20 yaşına geldiği vakit okuluna devam ediyorsa askerliğini erteletir. En az 4 yıllık yüksek okul mezunları ordunun ihtiyacı ve adayın seçimine göre kısa dönem yada yedeksubay olarak askerlik yaparlar. Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesinde her Türk askerliğini beş ana şekilde gerçekleştirir;

  • 6 ay kısa dönem,
  • 12 ay yedek subay,
  • 15 ay er ve erbaş, (Erbaş ve er statüsünde sevk edilen yükümlülerin hizmet süresi.[44])
  • Dövizle askerlik,
  • Bedelli askerlik,‘tir.


Türk Milleti

Ana madde: Türkiye'de yaşayan etnik gruplar
İstanbul'un en ünlü caddelerinden İstiklal Caddesi, Haziran 2007

Atatürk; Türk Milleti'ni

"Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran Türkiye Halkı'na Türk Milleti denir" şeklinde açıklamaktadır.

Bugünkü Türk Milleti'nin temelleri, 20. yüzyılda gerileyen ve toprak kaybeden Osmanlı'nın kendini tanımlamasıyla ortaya çıkmıştır. 1912-13 yılında kaybedilen Balkan Savaşları sonunda Balkanlar'dan Anadolu'ya göçenlerle Türklük şuurunun gelişmesi, Türk Milleti'nin oluşmasında ilk olgudur. 1915'deki Çanakkale Savaşı ile de bugünkü Türk Milleti'nin karakteristik özellikleri ortaya çıkmıştır. Çanakkale Savaşı Türk Milleti'nin ne olduğunu özetleyen ikinci olgudur. Çanakkale'den sonra Kurtuluş Savaşı'nın kazanılması "Türk Milleti"nin tanımlanmasında üçüncü olgudur. [kaynak belirtilmeli]

Amerikalı Türkolog Carter V. Findley, Dünya Tarihinde Türkler adlı eserinde, bugünkü Anadolu Türkleri'ni; Orta Asya steplerinde başlayan ve Ankara'da son bulan bir otobüs yolculuğuna benzetir. Otobüs Ankara'ya gelene kadar pekçok ara durakta durmuş ve bu ara duraklarda yolcuların kimileri inmiş ya da bazı yeni yolcular binmiş. Bu duraklarda Türkler pekçok kültürel etkileşime girmişler, yeni dinler tanımışlar fakat en önemli mirasları olan Türkçe'yi korumayı başarabilmişlerdir. Türkçe, Anadolu Türkleri'nin ve Milleti'nin anlamlandırılmasında temel etkenlerin başında gelmektedir. İkincisi otobüs pekçok durakta durmuş olsa da Orta Asya'da kurulan medeniyetin getirdiği sağlam kültürel birikim ve miras, kimliklerini korumak için dayanak olmuştur.

Türk ırkının temel yapı taşını "Orta Asya Türk kültürü" oluşturur. Bunun yanında Anadolu'dan kaynaklanan medeniyetler ile İslamın getirdiği medeniyetler de Türk Milleti içinde kendine yer edinmiştir.

Türk milliyetçiliği, dünyada geç gelişen milliyetçilik hareketlerinden birisidir. Türk milliyetçiliği Balkanlardaki ayrışmaların da etkisiyle 1910'dan itibaren güçlenmeye başlamıştır. Türk edebiyat, tiyatro ve diğer sanat eserlerinde aşırı milliyetçi duygular Batı dünyasına göre daha az görülür.


Demografi

Türkiye'nin En Kalabalık İlleri

Türkiye'nin 1927 - 2007 yılları arasındaki Demografi gelişimi

Türkiye
Demografi
Yıl Nüfus Yıllık artış(%)
1927 13.648.987 -
1935 16.158.567 2,13
1940 17.821.543 1,98
1945 18.790.987 1,07
1950 20.947.155 2,20
1955 24.065.543 2,81
1960 27.755.532 2,89
1965 31.391.651 2,49
1970 35.605.653 2,55
1975 40.348.789 2,53
1980 44.737.321 2,09
1985 50.664.654 2,52
1990 56.473.653 2,19
2000 67.804.543 1,85
2007 70.586.256 0,58
2008 71.517.100 1,32
[45]

Nüfusun Yaşa Oranları

(2008 sayımı)
0 - 4 5.998.258
Erkek Kadın
5 - 9 6.318.132


10-14 6.472.197


15-19 6.185.104


20-24 6.256.558


25-29 6.518.837


30-34 5.810.107


35-39 5.330.484


40-44 4.740.250


45-49 4.284.175


50-54 3.643.173


55-59 2.878.104


60-64 2.188.298


65-69 1.701.384


70-74 1.274.681


75-79 1.110.782


80+ 806.576



Din

T.C. vatandaşlarının büyük bir kısmı Müslümandır. Müslüman vatandaşların çoğunluğu Sünni mezhebindendir, Sünnilerin çoğu Hanefi'dir. Türkiye'de Sünnilikten sonra en büyük ikinci mezheb Aleviliktir. Tahmini raporlara göre Türkiye'de 12 milyon[46][47] Alevi inancında yurttaş bulunmaktadır. Türkiye'deki Alevilerin büyük bir kısmı Sivas, Tokat, Erzincan, Malatya ve Tunceli kökenlidir.[48][49] Bunların haricinde Şafii ve Caferi gibi diğer mezheplere dahil vatandaşlar da mevcuttur.

Toplam nüfusun çok küçük bir oranını gayrimüslimler oluşturur (Türkiye'nin toplam nüfusunun %0.2'sinden az) Bunlar 50.000 Ermeni Gregoryen[50], 25.114 Musevi, 17.194 Süryani, 2.270 Rum Ortodoks ve yaklaşık 5.628 diğer çeşitli din ve mezheplerden insanlardır (Katolik, Arap Ortodoks, Keldani, vs). [51]

Türkiye laik bir ülkedir. Dinsel veya etnik özelliğe sahip bir siyasi parti kurulması anayasaya aykırıdır. Cumhuriyetin ilk yıllarında dinin devlet denetimi dışında yürütülemeyeceği kanaatine varılarak, devlet tarafından denetlenmesi gerektiği kararlaştırılmıştır. Buna dayanarak 3 Mart 1924 tarihinde Başbakanlığa bağlı bir teşkilat olarak Diyanet İşleri Başkanlığı kurulmuştur.

Dini inanç veya inanmama, dini kuralları şahıs olarak uygulama veya uygulamama özgürlüğü Anayasa'nın korumasındadır.

1923'ten önce geçerli olan dini kanunlar tamamen geçerlilikten kaldırılmıştır.

Osmanlı Devleti'nde resmî aidiyet unsuru olan 'Müslüman' kavramı 1923'ten beri kullanılmaz. Bu aidiyetin(iyelik) yerine, milli aidiyet(iyelik) olan 'Türk' kavramı getirilmiştir.

Türkiye'deki Rum Ortodoks, gayrimüslim nüfusun büyük bir kısmı, Lozan Antlaşması gereği Yunanistan'a göç etmiştir. Batı Trakya'da yaşayan Müslümanlar ile İstanbul, Gökçeada ve Bozcaada'da yaşayan Rumlar mübadele dışında bırakılmıştır. Balkanlar'da ve Kafkasya'da yaşayan Müslüman topluluklar da Slav - Ortodoks güçleri tarafından Türkiye'ye sürülmüş ya da Türkiye'ye kaçmak zorunda bırakılmıştır.


Dil

Türkçe
Türkçe Kategorisi Türkiye'de konuşulan diller Türkçenin lehçeleri Türk dili tartışmaları Türkçenin ses özellikleri Türk Dil Kurumu
Türkiye'de En Çok Konuşulan 5 Dil (2007)[52]
dil

yüzde
61.693.065 kişi Türkçe
84.54%
8.735.108 kişi Kürtçe
11.97%
1.000.706 kişi Arapça
1.38%
730.705 kişi Zazaca
1.01%
86,600 kişi Lazca
0.12%


Türkiye'nin resmî dili Türkçedir. Bugün Türkiye Türkçesi nüfusun büyük bir çoğunluğu tarafından konuşulmaktadır. Bölgelere göre birçok farklı şiveler kullanılmaktadır. Eğitimde ve basın kuruluşlarında ise İstanbul ağzı tercih edilmektedir.

Tüm halkının iletişimini sağlayan ve hem resmi dil hem de eğitim dili olan Türkçenin yanında gündelik hayatta başka diller de konuşulmaktadır. Bunlar Abazaca, Arnavutça, Boşnakça ve Çerkezce Marmara bölgesi'nde ve İç Anadolu'da; Lazca, Gürcüce ve Rumca Karadeniz'de; Arapça, Süryanice, Zazaca ve Kürtçe gibi diller Doğu ve Güney Doğu bölgelerinde kullanılmaktadır. Çok az sayıda olmalarına rağmen resmen azınlık durumunda bulunan Rumlar ve Ermeniler'in bir kısmı ile Museviler'in küçük bir kısmı gündelik hayatta kendi dillerini konuşmaktadırlar.

Diğer yaygın olarak konuşulan dillerle karşılaştırıldığında, daha az sayıda sözcük ve harf ile daha çok bilgi aktarmak olanaklıdır. Diğer pek çok dilde olmayan bir özelliğe göre, bir sözcük köküne ekler ekleyerek, tek sözcüklü tümceler oluşturulabilir.[53] Örnek:

İdari bölümler

Türkiye, idari ve mahalli şartlar göz önünde bulundurularak çeşitli idari bölümlere ayrılmıştır. Merkezi idare kuruluşu bakımından illere, iller ilçelere, ilçeler ise köylere ayrılmıştır. Bunlara Mülki İdare Bölümleri denir. İdari bölümlerin tespitinde coğrafi durumları, ekonomik şartları, kamu hizmetlerinin gerekleri ve ulaşım durumları dikkate alınmaktadır. Türkiye'de en büyük idari birime il adı verilir. Bir il; il merkezi, ilçe merkezleri ve ilçelere bağlı bütün köyleri kapsar. İllerde yönetme ve yürütme görevini, devletin atadığı valiler yerine getirir. Cumhuriyetin ilk yıllarında 63 olan il sayısı, değişen şartlar ve ihtiyaçlara göre bugün 81'e ulaşmıştır. Gelişmiş bir çok ilçe de il olmayı beklemektedir.

İlden daha küçük idari birimlere ilçe adı verilir. Her il, büyüklüğüne göre çeşitli sayıda ilçelerden oluşur. İlçelerde mülki amire Kaymakam adı verilir. En küçük idari birime ise köy adı verilir. Muhtar tarafından yönetilen köy, yönetim açısından ilçe merkezine bağlıdır.

Son nüfus sayımına göre Türkiye'de 81 il, 850 ilçe ve 35.000'den fazla köy bulunmaktadır.

Türkiye'nin büyük şehirleri İstanbul 12.077.164 Ankara 4.638.939 İzmir 3.851.978 Bursa 2.532.963

Türkiye'nin en kalabalık ve en az nüfuslu şehirleri

Türkiye'nin 81 ili vardır. Türkiye'nin en büyük nüfuslu ili İstanbul'dur. Türkiye'nin en az nüfuslu ili ise Kilis'tir.

Türkiye'nin En Geniş İlleri

Coğrafya

Türkiye'deki dağlar Türkiye'deki nehirler Türkiye'deki göller Türkiye'nin buzulları Türkiye'deki Millî Parklar Türkiye'nin havzaları Türkiye'nin coğrafi bölgeleri
Vektörel Türkiye iller ve bölgeler haritası
Türkiye'nin coğrafi bölgeleri

Yüzölçümü

Türkiye'nin toprakları 36° - 42° Kuzey paralelleri ve 26° - 45° Doğu meridyenleri arasında yer alır.Doğusu ile batısı arasında 76 dakikalık bir zaman farkı vardır. Kabaca bir dikdörtgeni andırır ve genişliği 1.660 kilometredir. Göller ve adalar dahil kapladığı gerçek alan 814.578 km²'dir izdüşüm alanı ise 783,562 km²'dir. [54]Türkiye'ye ait bu iki yüzölçüm değeri arasındaki farkın büyüklüğü arazinin dağlık ve engebeli olmasından kaynaklanır. Marmara Bölgesi % 8,5, Ege Bölgesi % 12, Akdeniz Bölgesi % 16, İç Anadolu Bölgesi % 18, Karadeniz Bölgesi % 18, Doğu Anadolu Bölgesi % 21, Güneydoğu Anadolu Bölgesi % 7,5 yer tutar. Trakya'nın yüzölçümü 24.370 km² dir. Türkiye'nin kara sınırlarının uzunluğu 2.875 km, adalar dahil sahil uzunluğu 8.333 kilometredir.[55]Kara parçalarının toplam alanı 770.760 km², su alanlarının toplam alanı ise 9.820 km²' dir.

Coğrafi bölgeler

Türkiye 6-21 Haziran 1941 tarihinde yapılan Birinci Türk Coğrafya Kongresi'nde 7 ana coğrafi bölgeye ve 21 coğrafi bölüme ayrılmış, Türkiye'nin yedi coğrafi bölgesinden dördüne komşu olduğu denizin adı verilmiştir, diğer üç bölge de Anadolu bütünü içindeki konumlarına göre adlandırılmışlardır. Oluşturulan coğrafi bölgelerin herhangi bir siyasi özelliği yoktur ve il sınırlarıyla da çakışmaz.[56]

Yükseltiler

Ülkenin yarısından fazlası, yükseltisi 1.000 metreyi aşan yüksek alanlardan oluşur.Türkiye'nin ortalama yüksekliği 1132 metre'dir. Yaklaşık üçte biri orta yükseklikteki ovalar, yaylalar ve dağlar, yüzde 10'u da alçak alanlarla kaplıdır. En yüksek ve dağlık alanlar doğu kesimde yer alır. Kuzey kesimini Kuzey Anadolu Dağları, güney, doğu ve güneydoğu kesimlerini de Toroslar engebelendirir. Ülkenin en yüksek noktası, Ağrı Dağı'nın 5.137 metreye erişen doruğudur.

Düzlükler

Başlıca geniş düzlükler Çukurova, Konya Ovası ve Harran ovalarıdır.

Akarsular - Göller

Kaynağı ve denize döküldüğü yer ülke sınırları içinde olan en uzun akarsu 1.355 kilometre uzunluğundaki Kızılırmak'tır. En büyük doğal göl, 3.713 km² alan kaplayan Van Gölü ve ikinci büyük gölü 656 km² lik alanıyla Beyşehir Gölü dür . 817 km²'lik alana yayılan Atatürk Baraj Gölü ise ülkenin en büyük yapay gölüdür. Türkiye'nin en büyük adası olan Gökçeada'nın yüzölçümü 279 km²'dir.[57]

Deprem kuşağı

Türkiye, dünya'nın önemli deprem kuşaklarından biri olan Alp-Himalaya kuşağı üzerindedir. [58]Kuzey Anadolu fayı boyunca 1939 yılından bu yana pek çok büyük ve yıkıcı deprem yaşanmıştır[59]

İklim

Türkiye'de Görülen İklim Çeşitleri

Türkiye'nin üç tarafının denizlerle çevrili olması, dağların konumu ve yeryüzü şekillerinin çeşitlilik göstermesi, farklı özellikte iklim tiplerinin doğmasına yol açmıştır. Kıyı bölgelerinde denizlerin etkisiyle daha ılıman iklim özellikleri görülür. Kuzey Anadolu Dağları ile Toros Sıradağları, deniz etkilerinin iç kesimlere girmesini engeller. Bu yüzden iç kesimlerde karasal iklim özellikleri görülür.

  • Akdeniz iklimi: Akdeniz ve Ege Denizi kıyılarında etkili olan bu iklim tipi, Marmara Denizi'nin güney kıyısına kadar sokulur. Kıyıdan yaklaşık 800 metre yüksekliğe kadar bu iklimin özellikleri görülür. Bu iklim tipinde yazlar sıcak ve kurak, kışlar ılık ve yağışlıdır.
  • Karadeniz iklimi: Türkiye'nin kuzey kıyılarında, dağların denize bakan yamaçlarında görülen bir iklim tipidir. Bu iklimde yaz sıcaklığı, Akdeniz ikliminde olduğu kadar etkili değildir. Kış mevsimi, güney kıyılarına göre soğuk geçer. Yağış miktarı fazladır.
  • Karasal iklim: Türkiye'nin denizlerden uzak, yeryüzü şekillerinin meydana getirdiği engellerden dolayı deniz etkisinden yeterince yararlanamayan kesimlerinde karasal iklim görülür. İç Anadolu, Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu bölgeleri ile Trakya'nın iç kesimleri karasal iklimin etkisi altındadır. Buralarda mevsimlik ve günlük sıcaklık farkları büyük, yağışlar genel olarak azdır. Kışlar uzun, soğuk ve karlı, yazlar kısa fakat sıcaktır.

Türkiye Direyi

Ana madde: Türkiye direyi

Türkiye direyi birçok farklı hayvan türünü barındırması ile dikkat çeker. Anadolu'nun Asya ile Avrupa arasındaki konumu bunda başlıca etkendir. Farklı iklim özelliklerinde coğrafi bölgelere sahip olduğu için, biteyinin diğer Orta Doğu ülkelerine göre daha zengin (850 cins altında toplanan 9.000 tür bitki) olması ise diğer önemli etkendir ve bu yüzden, farklı iklim ve besin ihtiyacı olan birçok hayvan türü kendisine uygun yaşam alanı bulabilmektedir.Böylece, Türkiye'de yalnızca Akdeniz direyinin değil, Orta ve Doğu Avrupa, Orta Doğu, Kafkaslar ve Arap Yarımadası direylerinin de tipik türleri bulunmaktadır. Ayrıca Avrupa ülkeleri ile karşılaştırıldığında, çok daha fazla memeli tür barındırır ve bu da Türkiye direyinin ne tipik Avrupa direyine ne de tipik Orta Doğu direyine kategorize edilebildiğini gösterir.

Türkiye direyine ait 160 memeli, 418 kuş, 120 sürüngen, 22 kurbağa, 127 tatlı su balığı, 384 deniz balığı olmak üzere toplam 1.230 civarında omurgalı tür tanınır. Ama bu türlerin bazıları tamamen tükenmek üzeredir, bazıları da tehlike altında bulunmaktadır.

Türkiye Biteyi

Ana madde: Türkiye biteyi

Yaklaşık 10 milyon kilometre karelik alana sahip Avrupa Kıtası'nda 12 bin bitki türü bulunurken, benzerine az rastlanan bir bitki zenginliğine sahip olan Türkiye'de 9250'yi aşkın bitki çeşidi bulunuyor.Türkiye 3000 adet endemik bitki türüne sahip,bu sayı tüm Avrupa kıtasında ise 2750.Türkiye'nin en çok endemik bitkiye sahip iki ili ise 578 bitkiyle Antalya ve 478 bitkiyle Konya.Türkiye haricinde Avrupa´nın en çok endemik bitkisine sahip ülkesi Yunanistan´da sadece 800, rakip ülke İtalya´nın ise 712 endemik bitkisi bulunuyor. Toplam bitki sayısında Türkiye´nin 9 bini aşkın bitkisi varken Bulgaristan´ın 3 bin 650, Yunanistan´ın 5 bin, Irak´ın 4 bin, İran´ın 8 bin, Fransa´nın 4 bin 500, Almanya´nın 2 bin 500, İtalya´nın 5 bin 600, İspanya´nın 5 bin, Romanya´nın 3 bin 400, İngiltere´nin 2 bin, Macaristan´ın 2 bin 214, İzlanda´nın 377, Norveç´in ise bin 715 adet bitki türüne sahip oldukları biliniyor.

Ekonomi

Maslak İstanbul'da bulunan bir finans bölgesi

Kuruluş yıllarında Osmanlı Devleti'nin yıkılış döneminin savaş yenilgileri geçmişiyle başlayan Türkiye ekonomisi 1923 sonrası yıllarda harap vaziyetteydi. İstanbul ve İzmir haricinde ne sanayi, ne sermaye sınıfı, ne altyapı, ne de eğitim mevcuttu. En basit ürünler dahi ithal edilmek zorundaydı. 12 milyonluk nüfusun büyük çoğunluğunu okuma yazma bilmeyen yoksul insanlar oluşturuyordu. Anadolu'daki büyük toprak sahipleri de sanayi burjuvazisini oluşturmaktan çok uzaktı.Bu yüzden hızlı bir kalkınmaya ihtiyaç vardı.Bunu gerçekleştirmek için 17 Şubat - 4 Mart 1923 tarihlerinde İzmir İktisat Kongresi toplandı.Yeni kurulacak devletin ekonomisinin ana ilkeleri belirlendi.Bu ilkeler II. Dünya Savaşı başlayana kadar başarıyla uygulandı.1929 - 1939 yılları arasında dünya sanayi üretimi %19 artarken, Türkiye'de sanayi üretim artışı %96'yı buldu. Sovyetler Birliği ve Japonya dışında hiçbir ülke, bu alanda Türkiye'den daha hızlı bir büyüme sağlayamadı. 1924 - 1938 arasındaki 11 bütçenin kesin hesabı denk bağlanmış, 3'ü fazla vermiş, sadece 1'i açıkla (içinde Aşar vergisinin kaldırıldığı 1925 yılı ) kapanmıştır.1923-1938 yılları arasında ortalama yıllık % 4-6 oranında reel büyüme hızı elde edildiği halde enflasyon çok düşüktür.1930'da T.C. Merkez Bankası kurulmuş, 1931'de 6127 kilo olan, T.C. Merkez Bankası âltın mevcudu, 1938'de 26190 kiloya ulaştırılmış, Düyun-u Umumiye Borçlarının, 1933'te yapılan anlaşmaya uygun olarak ödenmesini sürdürülmüş, ödemeler dengesi ile devlet bütçesi dengesi kurularak korunması sağlanmıştır.1930-1937 yılları arasında sürekli olarak dış ticaret fazlası sağlanmıştır.En son dış ticaret fazlası 1946'da sağlanmış olup 62 yıldır sürekli açık verilmektedir.

II. Dünya Savaşı sonrasına kadar devlet ekonomisiyle yaşayan toplum, 1950'den sonra Amerika Birleşik Devletleri'nin de etkisiyle büyük bir kapitalist sanayi kalkınma dönemine girdi. Bugün de sürmekte olan bu kalkınma süreci özellikle büyük toprak sahiplerinin, hızla modern sermaye sınıfına dönüşmesine yolaçtı. Anadolu'nun kalkınması ve alt yapısının oluşması sürecinde 200 milyar ABD dolarından fazla borç oluştu. GAP projesi ile Doğu ve Güneydoğu Anadolu teşvik programları halen sürmektedir.

Yıllık ortalama %6 üzerindeki ekonomik gelişme ile beraber büyük bir değişim ve modernleşme başladı. Öncelikle İstanbul, İzmir, Adana ve Mersin, gibi Batı bölgeleri, 1980'den sonra da bütün Anadolu illerinde özellikle Bursa, Gaziantep ve Kayseri 'de büyük sermaye ve sanayi oluştu. Sabancı, Koç, Zorlu gibi kurulan onlarca büyük sanayi holdinginin yanında yüzbinlerce büyük, orta ve ufak ölçekteki şirket, ve oluşan işçi sınıfı, dinamik bir ekonominin taşıyıcıları oldular.

Forbes dergisine göre Mart 2008'den itibaren Türkiye'nin malî merkezi olan İstanbul'da 35 tane bilyoner yaşamaktadır (2007'de 25 taneden bir çoğalma). Böylece İstanbul, Moskova (74 bilyoner), New York (71) ve Londra'dan (36) sonra dördüncü sırada bulunarak Hong Kong (30), Los Angeles (24), Mumbai (20), San Fransisko (19), Dallas (15) ve Tokyo'dan (15) daha çok bilyonere sahiptir.[60]

Günümüzde Türkiye ekonomisi, dünyanın en büyük 15. ekonomisidir [61]. Hedef ise, cumhuriyetin 100. yılında (2023), dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasında yer almaktır. 2009 Ocak ayı itibarıyla Türkiye'de işsizlik oranı Türkiye İstatistik Kurumu (TUİK) %15,5 olarak gerçekleşmiştir. [62]

2008 Vergi Gelirleri ve Tahsilat Tutarları İller bazında aşağıdaki gibidir.[63]

İl Tahakkuk (TL) Tahsilat (TL)
İstanbul 79.062.023.000 72.393.238.000
Kocaeli 26.131.140.000 25.020.902.000
Ankara 22.335.055.000 18.488.994.000
İzmir 19.382.403.000 17.723.592.000

Eğitim

Ana madde: Türkiye'deki anaokulları listesi
Ana madde: Türkiye'deki ilköğretim okulları listesi
Ana madde: Türkiye'deki ortaöğretim kurumları listesi
Ana madde: Türkiye'deki yükseköğretim kurumları listesi


İstanbul Üniversitesi, Beyazıt Yerleşkesi girişi

Kuruluş yıllarında toplam 12 milyonluk nüfusun büyük çoğunluğu okur-yazar değildi. Günümüzde bu oran %90'dır. Türkiye eğitim sistemi; 8 yıllık temel eğitime dayanır. Daha sonra 4 yıllık orta öğrenim dönemi vardır. Üniversiteye geçiş Öğrenci Seçme Sınavı ile gerçekleştirilir. Yaygın eğitim kurumları bazında halkeğitimler bulunmaktadır. Açıköğretim sistemi de pekçok öğrenci tarafından kullanılmaktadır.

1930'lara kadar İstanbul Teknik Üniversitesi ile birlikte İstanbul Üniversitesi ülkedeki sadece iki üniversite iken, günümüzde üniversite sayısı 125'tir.Üniversitesi olmayan il yoktur.Shangai Jiao Tong üniversitesinin 2003 yılından beri yürüttüğü kapsamlı araştırma sonucunda Hacettepe Üniversitesi, Boğaziçi Üniversitesi, Bilkent Üniversitesi gibi üniversiteler ile birlikte İstanbul Üniversitesi dünyanın en iyi 500 üniversitesi arasında gösterilmektedir.

Türkiye'nin en eski üniversitesi olan İstanbul Üniversitesi'nin kuruluş tarihi 1453 yılına, en eski teknik üniversitesi olan İstanbul Teknik Üniversitesi'nin kuruluş tarihi ise 1773 yılına dayanır. 1946 yılında daha eski tarihlere dayanan köklü fakültelerin aynı çatı altında birleştirilmesiyle kurulan Ankara Üniversitesi Üniversite Kanunu ile kurulan ve Cumhuriyetin ilk üniversitesi niteliğini taşıyan bir eğitim kurumu olarak ön plana çıkmıştır. Ankara Üniversitesi'nin en eski ve köklü fakültesi 1859 yılında kurulmuş olan Siyasal Bilgiler Fakültesi (Mekteb-i Mülkiye)'dir. Mülkiye, Türkiye'nin sivil yöneticilerini yetiştirmek üzere kurulmuş ilk eğitim kurumudur.

1961 Anayasasının 120. maddesinde üniversiteler özerk kuruluşlar olarak yer alırken, 27 Ekim 1960 tarihli 115 sayılı yasa, 1946 tarihli 4936 sayılı yasanın bazı maddelerini değiştirip yeni maddeler eklemiştir. Bu yasayla Milli Eğitim Bakanlığı'nın Üniversite üzerindeki yetkileri azalmış, fakülte kurullarına daha geniş katılım sağlanmış ve kadro tıkanıklıklarını aşmak üzere yeni düzenlemeler getirilmiştir. Kısaca yönetim, teşkilat, öğretim üyelği ve yardımcılığı konularında daha geniş özerklik koşullarında yeni esaslar konmuştur.[64]

2002 MEB istatistiklerine göre; toplam 6065 lise (ortaoğretim) bulunmaktadır. Bunların 2637'si genel(düz) lise (özel liseler dahil), 3428 tanesi ise mesleki lisedir. [3]

Kültür

Ana madde: Türk kültürü

Felsefe

Türk şair, yazar ve düşünür Namık Kemal
Ana madde: Türk felsefesi

Tanzimat dönemiyle Batılılaşmaya başlayan Türklerde modern felsefe ilk olarak askeri ve teknik alanlarda, medrese dışında kurulan yeni okullarda yerleşti. Yanyalı Esat Efendi yeni Aristocu çeviriler yaptı.

19. yüzyıldaki yenileşme hareketlerinde Münif Paşa’yla başlayan Batı etkisi, Osmanlı aydınlarını üstün Batı siyaset ve bilimini memlekete uyarlamaya sevketmiştir. Yeni Osmanlılar derneğinde toplanan Şinasi, Namık Kemal, Ziya Paşa, Ali Suavi, Agah Efendi, Ahmet Mithat Efendi, Ahmet Vefik Paşa Fransız düşünürlerinin etkisinde kaldılar, laik felsefenin ilk başlatıcıları oldular, bu aydınlar geç kalmış Osmanlı aydınlanmacıları ve ansiklopedistleriydi.

Cumhuriyetten sonra yayımlanan ilk felsefe dergisi Felsefe ve İçtimaiyat Mecmuası’dır (1927). Kurucuları Mehmet Servet ile Hilmi Ziya Ülken'dir. Kadrocular bir siyaset felsefesi geliştirmeye çalıştılar.

Edebiyat

Ana madde: Türk edebiyatı

Türkçe, Ural-Altay dil ailesi Altay koluna dahil bir dildir.

Türklerin tarihine paralel olarak Türkçe'nin yayıldığı coğrafi alan çok geniştir. Bugünkü Moğolistan'dan Doğu Avrupa'ya kadar konuşulan Türkçe pek çok lehçe ve şiveye ayrılmaktadır. Tarihi gelişimi içinde Türkçe, VIII-XIII. Asırlar arasında Eski Türkçe, XIII-XX. Asırlar arasında Orta Türkçe, XX asırda yeni Türk Yazı Dilleri ana başlıkları altında üç gurupta incelenmektedir. Türkiye Türkçesi, Orta Türkçenin, Batı Türkçesi kolunun günümüzde kullanılan bölümüdür.

Bugün Türkçe, yaklaşık 250 milyon insan tarafından; Türkiye Türkçesi dünyada 80 milyon insan tarafından konuşulmaktadır.

Batı Türkçesinin ikinci devri olan Osmanlıca (Osmanlı Yazı Dili) İstanbul'un fethinden Osmanlı İmparatorluğu'nun sonuna kadar XV-XX. asırlar arasında devam eden yazı dilidir. İngiltere, Fransa, İspanya gibi memleketler gittikleri yerlere dillerini de götürdükleri halde Türkler bu dil sömürgeciliğinden uzak durmuştur.Eğer Osmanlı Devleti'de gittiği her yere Türkçe'yi de götürseydi bugün Türkçe dünyada en çok konuşulan dillerden biri olacaktı.

2006 Nobel Edebiyat Ödülü sahibi Türk yazar Orhan Pamuk.

Cumhuriyetten sonra 1928'de yapılan Harf İnkılabı ile Arap harfleri terk edilip Latin harflerinin kabulü Türkçe'nin yabancı unsurlardan arındırılmıştır. Türk dili'ni araştırmak ve tabii mecrasında gelişmesine katkıda bulunmak üzere 1932 yılında Türk Dil Kurumu kurulmuştur.

Türk Edebiyatı, Türklerin dahil oldukları üç medeniyet ve kültür dairesine paralel olarak üç safhada incelenmektedir:

  • İslamiyet öncesi Türk Edebiyatı
  • İslamî dönem Türk Edebiyatı
  • Batı etkisindeki Türk Edebiyatı


Türk dilinin ve edebiyatının tespit edilebilen en eski yazılı metinleri VII. Asrın sonlarına ve VIII. Asrın ilk yarısına ait olan dikili taşlardır. Bunlar arasında yer alan 732'de Kültigin, 735'de Bilge Kağan, 720'de Tonyukuk adına dikilen Orhun Yazıtları gerek muhtevaları, gerekse mükemmel dil ve üsluplarıyla Türk dili ve edebiyatının ve tarihinin şahaserleri arasında yer almaktadır. Bu dönemden günümüze ulaşan Türk destanları arasında Yaratılış, Saka, Oğuz Kağan, Göktürk, Uygur, Manas destanları sayılabilir. XIV. asırda yazıya geçirilen "Dede Korkut Kitabı" destan döneminin hatıralarını saklayan, gerek muhteva gerekse dil ve üslup mükemmeliyeti bakımından önem arz eder.

Türk edebiyatının bir yazarı olan Orhan Pamuk, 2006 yılında Nobel Edebiyat Ödülü 'ne layık görülmüştür.

Folklor

Ana madde: Türk Halkbilimi

Halkıyat karşılığı vererek bilimi ilk olarak Ziya Gökalp ile Fuad Köprülü 1913’te dile getirdiler. Halkbilimi veya yaygın kullanımıyla folklorun ilk Türk kaynakları Orhun Abideleri’dir. Bilimsel döneme kadar çeşitli kaynaklarda atasözleri, efsaneler, hikâyeler, masallar, türküler, seyahatnameler bulunmaktadır.

Nasreddin Hoca heykeli, Buhara

Türkiye’de folklor araştırmalarında halk edebiyatı, etnoloji ve Türkiyat ile halk kültürünün belli başlıkları ortaya çıkarılmıştır. Gelenekler ve töreler doğum, düğün, ölüm kültürleriyle yaygın bir folklor ağıdır.

Mutfak

Ana madde: Türk mutfağı
Bakınız → Türk Mutfağı yemek listeleri

Türk mutfağı, Çin ve Fransız mutfaklarıyla beraber dünyanın en zengin mutfaklarındandır. Coğrafyası ve tarihi gereği, Türk mutfağı çok büyük bir çeşitlilik oluşturur. Türk mutfağı, Mezopotamya ve Balkan mutfaklarıyla etkileşime girmiştir, İstanbul Osmanlı Saray mutfağı da Türk mutfağının önemli bir kısmını oluşturur.

Osmanlı Saray Mutfağı'ında çok çeşitli çorba, zeytinyağlı sebze, etli yemek, balık, börek, tatlı mönüleri mevcuttur. Saray mutfağı, Bizans İmparatorluğu'dan Osmanlı'ya yüzyılların saray zevki ve tecrübesiyle oluşan elit bir mutfaktır. O dönemlerde, Halk ve köy mutfağı ise sade ve basittir.

Her yörenin ve köyün kendine özgü yemekleri bulunmaktadır.

Günümüzde, Saray kültürü ile halk kültürünün karışımı bir "Türk mutfağı" ortaya çıkmıştır. Birçok saray yemeği, halk tarafından benimsenmiştir.

Türk mutfağı;

  • Akdeniz kültürü
  • Doğu kültürü
  • Saray kültürü
  • Bozkır kültürü olarak kategorize edilmektedir.

Basın - Yayın

Türkiye Radyo Televizyon Kurumu'nun Ankara'daki merkez binası

Türkiye'de Radyo ve Televizyonculuk basın özgürlüğüne göre yürütülmektedir. TRT (Türkiye Radyo Televizyon Kurumu) kamu yayıncılığı yapmakta olup Türkiye'nin ilk televizyon kanalıdır.[65]

Türkiye'de 21 ulusal, 14 bölgesel ve de 229 yerel televizyon kanalı yayın yapmaktadır.


3984 sayılı Kanuna göre, Türkiye'de özel yayıncılığı RTÜK denetlemektedir.[66]

Sinema

Daha çok bilgi için: Türk sineması

İlk Türk filmi Fuat Uzkınay tarafından çekilen 'Ayastefanos'daki Rus Abidesinin Yıkılışı'[67] (1914) oldu. Metin Erksan'ın yönettiği siyah beyaz film Susuz Yaz 1964 Berlin Uluslararası Film Festivali'nde Altın Ayı ödülünü kazanmıştır.[68] 1970'li yıllarda Yeşilçam film sektörü Türkiye'ye sayısız film kazandırdı ve önemi bugün de her zaman belirtilmektedir. Türkan Şoray, Filiz Akın, Hülya Koçyiğit, Yılmaz Güney, Kadir İnanır, Cüneyt Arkın, Ediz Hun, Kartal Tibet gibi daha birçok sanatçının profesyonel oyunculukları bugün bile bir örnek teşkil etmektedir. Fakat 1970'li yılların sonlarına doğru pornografik içerikli filmlere ağırlık verilmesiyle, film sektöründe bir yozlaşma süreci başladı. Bunun sonucunda eskisi gibi önemli filmler çekilememeye ve de Türkiye genelinde önceden dolup taşan sinemalar bir bir kapanmaya başladı.

Politik yaşamın durduğu 80'li yıllarda cezaevinden kaçarak Fransa'ya yerleşen Yılmaz Güney'in Yol filmi Yılmaz Güney ve Şerif Gören'e Altın Palmiye ödülünü getirmiştir.[69]

1990'lı yıllarda sinemanın canlanmasında "Eşkiya" filmi bu bağlamda adeta ön rol oynamıştır. 2000'li yıllara girilmesiyle Türkiye'de birçok film çekilmeye başlanmıştır. Her ne kadar Yeşilçam'da olduğu gibi henüz bir sektör haline gelmese de, bazı yönetmenlerin çabalarıyla iyi işler çıkartılabilmektedir. Örneğin Nuri Bilge Ceylan yönetmenliğindeki "Uzak" adlı film 2003 Cannes Film Festivali'nde "Jüri Büyük Ödülü"nü kazanmıştır. Aynı şekilde Fatih Akın'ın yönetmenliğinde çekilen "Gegen die Wand" (Duvara Karşı) adlı film, Berlin Film Festivali'nde "Altın Ayı" ödülünü kazanmıştır.[70]

"Kurtlar Vadisi Irak" adlı 10 Milyon dolar bütçeyle Türkiye'nin en masraflı yapımı unvanını taşıyan film, Anti-Amerikanizm içerdiği iddialarıyla Türkiye'de olduğu kadar yurt dışında da çok tartışılmaktadır.Günümüzde ise yani 2009 da A.R.O.G ve Recep İvedik 2 gündemdedir.

Müzik

Ana madde: Türk müziği

Geleneksel Türk müziğinin kökleri iki ana kol olarak; Selçuklu dönemine değin uzanır. Bunlar; halk çevresinde gelişen halk müziği ve aristokrasi çevresinde gelişen klasik türk müziğidir. Zira; Osmanlı döneminde; şehirlerde, saray çevresinde ve konaklarda "kâr, beste, semai, şarkı" adı verilen ezgilere rastlanırken; halk arasında ve köylerde "türkü, bozlak, uzun hava, zeybek, oyun havası" adı verilen ezgilere rastlanmaktadır. Bu yüzden, şehir ve saray çevresinde gelişen müzik bugünkü Türk Sanat Müziğinin temelini; halk arasında gelişen müzik ise Türk Halk Müziğinin dayanağını oluşturmuştur. Cumhuriyet döneminde köy türküleri üzerine yapılan araştırmalar yoğunlaşmış ve pek çoğu derlenerek korunmaya çalışılmıştır.

Klasik Batı Müziği ise, cumhuriyet dönemi devrimler sonrası Türkiye'de gelişmiş ve Klasik Batı müziğine oldukça önem verilmiştir. 1924'de Ankara'da Musiki Muallim Mektebi kurulmuş ve yetenekli gençlerin Avrupa ülkelerine gönderilip yetiştirilmesi hareketi başlamıştır. İstanbul'da çalışmalarını sürdüren Darrültalimi Musiki adlı okul yeni bir yönetmelikle konservatuvar haline getirilmiştir. Çok sesli sanat müziğinde sesini Batı'da ilk duyuran Türk sanatçı Cemal Reşit Rey olmuştur.


1970'lerden sonra popüler kültürle birlikte gelişmeye başlayan popüler müzik ise, farklı kesimlerce farklı biçimlerde algılanmıştır. Önce Türk pop müziği ve Anadolu rock doğmuştur. 1980lerde gettolarda Türkiye'ye özgü arabesk müzik türemiştir; protest ve özgün müzik türleri ortaya çıkmıştır. 90lı yılların sonlarında alternatif rock, karadeniz rock, Türkçe rap, Türkçe jazz gibi türler doğmuştur. Türk Sanat Müziğinin klasik kalıplarından oldukça uzaklaşılmasıyla fantezi müzik ortaya çıkmıştır. Daha sonraları pop müzik sırasıyla arabesk ve fantezi ile karışmış; Türkiye'ye özgü arabesk-pop ve fantezi-pop türleri popüler müziğin büyük kısmını kaplamıştır.2003 yılında Eurovizyon Yarışmasında Sertab Erener, Everyway That I Can adlı şarkıyla birinci olmuştur.

Spor

Ana madde: Türkiye'de spor
İstanbulPark

Geleneksel bir Türk sporu olan güreşin en önemli karşılaşması Kırkpınar Yağlı Güreşleri'dir. Türklerin MÖ 4. yy.dan beri güreş yaptıkları bilinmektedir. İlkbahar aylarında doğanın canlanışı için yapılan kutlamalarda, evlenme merasimlerinde, zafer şölenlerinde hep güreş müsabakalari yapılırdı. 1996 yılında Geleneksel Spor Dalları Federasyonu kurulmuş ve yağlı güreş için önemli bir adım atılmıştır.

Futbol

Türkiye'de en çok sevilen sporlardan biri de Futboldur. Futbol ligler halinde oynanmakta ve bunların en büyüğü Turkcell Süper Ligi'dir. Lig şampiyonu olabilmiş olan takımların üçü (Beşiktaş, Fenerbahçe ve Galatasaray) İstanbul takımı, sadece bir tanesi (Trabzonspor) ise Anadolu takımıdır. Futbol kulüpleri Türkiye Futbol Federasyonu çatısı altında toplanmıştır. [71]

Türkiye A Milli Futbol Takımı Euro 2000 ' de 6. , 2002 FIFA Dünya Kupası 'nda 3. , Euro 2008 'de 3. olmuştur.Ayrıca Dünya Kupası tarihinde en kısa sürede golü (11 saniye) Hakan Şükür atmıştır.

Galatasaray UEFA Kupası'nı yenilmeden kazanan iki takımdan biridir , ayrıca Şampiyonlar Ligi gruplarını 3. olarak bitirip bu kupayı kazanan tek takımdır. 1999-2000 yılında, finalde İngiltere'nin Arsenal kulübünü penaltılarla yenen Galatasaray, bir Avrupa Kupası kazanan ilk Türk futbol kulübü olmuştur. Galatasaray aynı yıl; Süper Kupa'yı da Real Madrid'i 2-1 yenerek kazanmıştır.Ayrıca Galatasaray 2,Fenerbahçe de 1 kere Şampiyonlar Ligi'nde çeyrek final oynamıştır.

Naim Süleymanoğlu

Cep Herkülü olarak bilinen Naim Süleymanoğlu halter dalında 46 olimpiyat ve dünya rekoru kırmış, Seul Barcelona ve Atalanta olimpiyatlarında altın madalya almıştır. 1992 yılında Uluslararası Halter Basın Komisyonu tarafından "Dünyanın En İyi Sporcusu" seçilmiştir.

Halil Mutlu

Halil Mutlu olimpiyat tarihinde üst üste 3 kez madalya alan 4. sporcu olarak halter dalında tarihe geçmiştir.

Türkiye’de spor kulübü sayısı, 1999 verilerine göre 5.988’dir. Bunun 4.828’i futbol branşında, 1.160’ı ise diğer spor branşlarında faaliyet göstermektedir. Yani, her 10.455 kişiye bir spor kulübü düşmekte, futbol branşı baz alındığında ise her 12.967 kişiye bir futbol spor kulübü düşmektedir. İl bazında ise, Uşak'ta 3874 kişiye bir spor kulübü düşerken, Ankara’da 14.004 kişiye, İstanbul’da 14.474 kişiye bir spor kulübü düşmektedir. Böylece, Ankara, İstanbul gibi büyük iller Türkiye ortalamasının altında kalmaktadır. Nüfusa göre spor kulübü başına düşen en fazla insan sayısı ise Kilis'te bulunmaktadır (36.681). Yine özellikle Güneydoğu Anadolu Bölgesi illerinden Kahramanmaraş, Mardin, Şırnak, Van, Şanlıurfa ve Diyarbakır'da da kulüp başına düşen insan sayısı oranları açısından iyi durumda değillerdir.[72]

İstanbul Atatürk Olimpiyat Stadı

Türkiye'de spor yapan insanların toplam nüfusa oranı % 1-2 kadardır. Mevcut spor federasyonlarının lisanslı sporcu sayısı 122.939’dur. Spor federasyonları şu dallarda kurulmuştur:Atletizm, avcılık ve atıcılık, badminton, beyzbol, basketbol, bedensel engelliler, bilardo, binicilik, bisiklet, bocce, boks, briç, buz pateni,cimnastik, dağcılık, eskrim, futbol, geleneksel spor, golf, güreş, halk oyunları, halter, hapkido, hentbol, izcilik, judo, kano ve rafting, karate, kayak, kikboks, kürek, masa tenisi, modern pentatlon, motosiklet, muay tay, okçuluk, otomobil ve motor, oryantiring, satranç, sayokan, sualtı ve cankurtarma, sutopu, tekvando, tenis, triatlon, üniversite sporları, voleybol, vücut geliştirme, yelken, yüzme.

Nüfusa göre sporcu oranı 509 iken bu oran futbol branşında 148’dir. Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü ve Futbol Federasyonu'na kayıtlı toplam lisanslı sporcu sayısı 544.572’dir. Türkiye nüfusuna göre oranı ise 115’dir. Bu orana göre her 115 kişiden biri spor yapmaktadır.

Nüfus başına düşen sporcu oranı en iyi durumdaki il Yalova’dır (37). İkinci olarak Kırklareli gelmektedir (55). Sayısal açıdan en kötü durumda olan illerimiz ise Diyarbakır (375) ve Şırnak (383) gözükmektedir. Bu arada İzmir ili nüfusu başına düşen sporcu sayısı 99, İstanbul ilinde 107, Ankara ilinde ise 153’tür. Bu verilere göre başkent Ankara dahi Türkiye ortalamasının altında kalmaktadır.[72]

Tatil ve bayramlar

Resmî tatiller

Dinî bayramlar

Ulaşım ve taşımacılık

Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları Türk Hava Yolları Türkiye Cumhuriyeti Karayolları Türkiye'deki havaalanları listesi Türkiye Cumhuriyeti Ulaştırma Bakanlığı Devlet Hava Meydanları İşletmesi

Türkiye'de 10.984 km demiryolu [73], 450.000 km karayolu, 1.200 km suyolu, 4.621 km doğalgaz, 3.543 km ham petrol borusu bulunmaktadır. Ayrıca Türkiye'de 120 havaalanı [74], 850 helikopter alanı bulunmaktadır.

Ülkenin çoğunda karayolları mevcutken Hızlı Tren Projesi ile ileride karayolları ve havayollarının daha az kullanılması bu sayede kişisel ulaşım araçlarının azalması hedeflenmektedir.

Notlar

  1. ^ a b c TBMM.gov.tr - 1982 Anayasası Madde 1. 2 Kasım 2008 tarihinde erişilmiştir.
  2. ^ Çankaya.gov.tr - Türk Bayrağı kanunu (World belgesi). 2 Kasım 2008 tarihinde erişilmiştir.
  3. ^ Atatürk’e birgün, renkli olarak çizilmiş, devlet arması için biçimler getirmişlerdi. Bunlarda egemen olan öğe ya kurt başı ya da ay-yıldızdı. Ressamlarımızın bulduğu bu armaların hiçbirini, Atatürk, kurduğu devletin Cumhuriyet arması olarak kabul etmedi. Bu armalara, düşünerek defalarca baktı.
    Sonunda “Bunların hiçbiri bugünkü dünyamızın içinde kurulan yeni bir devletin arması olamaz. Devlet armasını, simgesel bir insan başı temsil etmeli” dedi.
    Bunun üzerine kendisiyle birçok kez konuştum. Bu konuda bana yaptığı açıklama şöyleydi:
    “Bu dünyada herşey insan kafasından çıkar. Bir insan başının ifade edemeyeceği hiçbir şey düşünemiyorum.”
    Böylece o zaman, Atatürk’ün onayından geçmiş bir Cumhuriyet devleti armamız yapılamadı. Çünkü, anlattığım gibi, çizilen şekillerin hiçbiri, Atatürk tarafından kabul edilmemişti.
    Düşünce adamı Atatürk, insan zekâ ve aklının hayranıydı. O, bu zekâ ve akıl gücünden oluşan varlıkların, kurduğu ve yaşatacağı bir Türk dünyasını güçlendirmek istemiştir.
    Prof. Dr. Afet İnan - Ulus Gazetesi
    22 Ekim 1950
  4. ^ 1925′te ülkenin armasının belirlenmesi için Milli Eğitim Bakanlığı, o zamanki adı ile Maarif Vekaleti, bir yarışma düzenlenmiş ve Namık İsmail Bey içerisinde bir Bozkurt figürüne yer verdiği arma ile birinciliği kazanmış. Lakin bu arma hiç bir zaman resmi olarak onaylanmamıştır
  5. ^ TBMM.gov.tr - Ana Sayfada arma yer almamaktadır. 3 Kasım 2008 tarihinde erişilmiştir.
  6. ^ Başbakanlık.gov.tr - Ana Sayfada arma yer almamaktadır. 3 Kasım 2008 tarihinde erişilmiştir.
  7. ^ Cumhurbaşkanlığı - Ana Sayfada arma yer almamaktadır. 3 Kasım 2008 tarihinde erişilmiştir.
  8. ^ a b c TBMM.gov.tr - 1982 Anayasası Madde 3. 2 Kasım 2008 tarihinde erişilmiştir.
  9. ^ İngilizce Vikipedi'deki 2 Kasım 2008 tarihli List of cities proper by population maddesi
  10. ^ TBMM.gov.tr - 1982 Anayasası Madde 2. 2 Kasım 2008 tarihinde erişilmiştir.
  11. ^ Atatürk Araştırma merkezi. 2 Kasım 2008 tarihinde erişilmiştir.
  12. ^ Cumhurbaşkanlığı resmi internet sitesi. 2 Kasım 2008 tarihinde erişilmiştir.
  13. ^ Türkiye Büyük Millet Meclisi resmi internet sitesi. 5 Ağustos 2009 tarihinde erişilmiştir.
  14. ^ Basbakanlık resmi internet sitesi. 2 Kasım 2008 tarihinde erişilmiştir.
  15. ^ İngilizce Vikipedi'deki 2 Kasım 2008 tarihli List of countries and outlying territories by total area maddesi
  16. ^ a b Türkiye İstatistik Kurumu - 2008 nüfus sayımı (World belgesi). 27 Mart 2009 tarihinde erişilmiştir.
  17. ^ İngilizce Vikipedi - List of countries by GDP (nominal). 12 Ekim 2009 tarihinde erişilmiştir.
  18. ^ İngilizce Vikipedi - List of countries by GDP (PPP). 12 Ekim 2009 tarihinde erişilmiştir.
  19. ^ İngilizce Vikipedi - List of countries by GDP (nominal) per capita. 12 Ekim 2009 tarihinde erişilmiştir.
  20. ^ İngilizce Vikipedi - List of countries by GDP (PPP) per capita. 12 Ekim 2009 tarihinde erişilmiştir.
  21. ^ Türkiye İstatistik Kurumu Eylül 2009 TÜFE verileri. 16 Temmuz 2009 tarihinde erişilmiştir.
  22. ^ Türkiye İstatistik Kurumu Eylül 2009 ÜFE verileri. 12 Ekim 2009 tarihinde erişilmiştir.
  23. ^ 1 Ocak 2009'dan itibaren Yeni Türk Lirası'nın Yeni'si kalkıyor Türk Lirası oluyor.
  24. ^ Sevr ve Lozan Antlaşmalarının Başlıca İktisadi Hükümlerinin Karşılaştırılması, M. Murat BASKICI, Mülkiye Dergisi-Cilt:XXVIII-Sayı:242-s.124. 8 Eylül 2009 tarihinde erişilmiştir.
  25. ^ Lozan Antlaşması tam metni
  26. ^ E. J. Brill (1974). "The Ottoman state and its place in world history", s. 18, Brill Academic Publishers.
  27. ^ Dışişleri Bakanlığı - Uluslararası Kuruluşlarla İlişkiler. 3 Kasım 2008 tarihinde erişilmiştir.
  28. ^ abgs.gov.tr - Avrupa Birliğine katılım süreci. 2 Kasım 2008 tarihinde erişilmiştir.
  29. ^ Tarihportalı.net- Türkiye Kelimesi. 8 Kasım 2008 tarihinde erişilmiştir.
  30. ^ tbmm.gov.tr - 1921 anayasası. 8 Kasım 2008 tarihinde erişilmiştir.
  31. ^ tbmm.gov.tr - Misak-ı Milli. 8 Kasım 2008 tarihinde erişilmiştir.
  32. ^ tbmm.gov.tr - Millî Egemenliğe Geçiş. 8 Kasım 2008 tarihinde erişilmiştir.
  33. ^ tbmm.gov.tr - Erzurum Kongresi. 8 Kasım 2008 tarihinde erişilmiştir.
  34. ^ tbmm.gov.tr - Sivas Kongresi. 8 Kasım 2008 tarihinde erişilmiştir.
  35. ^ tbmm.gov.tr - TBMM'nin kuruluşu. 8 Kasım 2008 tarihinde erişilmiştir.
  36. ^ tbmm.gov.tr - Çok Partili Döneme Geçiş. 8 Kasım 2008 tarihinde erişilmiştir.
  37. ^ chp.org.tr- Parti Tarihi. 8 Kasım 2008 tarihinde erişilmiştir.
  38. ^ Gökmen, Özgür- Çok-Partili Rejime Geçerken Sol: Türkiye Sosyalizminin Unutulmuş Partisi, Toplum ve Bilim, 78 (1998), sh. 161-186.
  39. ^ 1946 Genel Seçimler CHP ve DP Açısından Değerlendirilmesi: Samsun Örneği
  40. ^ Ortaöğretim Çağdaş Türk ve Dünya Tarihi Ders Kitabı
  41. ^ Türk Silahlı Kuvvetleri
  42. ^ globalfirepower.com
  43. ^ TSK resmi internet sitesi Savunma Politikası
  44. ^ Türk Silahlı Kuvvetleri Askerlik Hizmeti Çeişitleri
  45. ^ Türkiye İstatistik Kurumu - Nüfus Verisi. 21 Temmuz 2009 tarihinde erişilmiştir.
  46. ^ http://www.haberalemi.net/27915_Aleviler-Kac-Milyon-.htm
  47. ^ http://www.alevilertr.org/index.php?option=com_content&task=view&id=2205&Itemid=69
  48. ^ AB Basın Açıklamaları (İngilizce)
  49. ^ İngilizce Vikipedi, Alevî maddesi
  50. ^ http://www.bolsohays.com/webac.asp?referans=1
  51. ^ (İngilizce) Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Komisyonu (11 Ağustos 2000) T.C. Dışişleri Bakanlığı tarafından 4. sayfada verilen veriler. Erişim tarihi 29-12-2006.
  52. ^ 6 Haziran 2008 tarihli Milliyet gazetesi
  53. ^ Yazım sitesi. 9 Kasım 2008 tarihinde erişilmiştir.
  54. ^ İngilizce Vikipedi'deki 2 Kasım 2008 tarihli List of countries and outlying territories by total area maddesi
  55. ^ Türk Coğrafya Kurumu - Bölgeler ve İller. 9 Kasım 2008 tarihinde erişilmiştir.
  56. ^ Türk Coğrafya Kurumu - Türkiye'nin Coğrafi Bölgeleri. 9 Kasım 2008 tarihinde erişilmiştir.
  57. ^ Türkiye 2005. Ankara, Türk Haberler Ajansı, 2005 - Başbakanlık Basın Yayın Enformasyon Genel Müdürlüğü
  58. ^ deprem.gov.tr - Türkiye deprem bölgeleri haritası. 9 Kasım 2008 tarihinde erişilmiştir.
  59. ^ deprem.gov.tr - Türkiye'de hasar yapan depremler. 9 Kasım 2008 tarihinde erişilmiştir.
  60. ^ (İngilizce) Sunday Times "Turkey’s new rich find the Midas touch" (9 Mart 2008) makalesinde bir Forbes listesi.
  61. ^ CIA - The World Factbook: Rank Order - GDP (purchasing power parity)[1]
  62. ^ name="Hürriyet"- Hürriyet - Böyle işsizlik görülmedi [2]
  63. ^ T.C. Maliye Bakanlığı - Muhasebat Genel Müdürlüğü. 4 Mart 2009 tarihinde erişilmiştir.
  64. ^ Milli Eğitim Bakanlığı
  65. ^ trt.net.tr - Tarihçe. 9 Kasım 2008 tarihinde erişilmiştir.
  66. ^ Radyo ve Televizyon Üst Kurulu
  67. ^ telifhaklari.gov.tr
  68. ^ Berlin International Filmfestspiale-Annual Ardhives-1964
  69. ^ Cannes Film Festivali resmi sitesi, 1982 Yılı sonuçları
  70. ^ Berlin International Filmfestspiale-Annual Ardhives-2004
  71. ^ Türkiye Futbol Federasyonu resmi internet sitesi
  72. ^ a b Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü
  73. ^ TCDD.gov.tr - Demiryolu hat uzunluğu. 2 Kasım 2008 tarihinde erişilmiştir.
  74. ^ DHMİ.gov.tr - Hava limanı ve meydanlar. 2 Kasım 2008 tarihinde erişilmiştir.

Kaynaklar

  • Atatürk, Mustafa Kemal (1927). Nutuk, Cilt 1-2-3, Türk Devrim Tarihi Enstitüsü, İstanbul 1970.
  • De Lamartine, Alphonse. Osmanlı Tarihi, Cilt 1, Sabah Yayıncılık, İstanbul 1991.
  • Öztürk, Kazım (1992). Atatürk'ün TBMM Açık ve Gizli Oturumlarındaki Konuşmaları, Cilt 1-2, Kültür Bakanlığı-Atatürk Dizisi. ISBN 9751706351
  • Akay, Oğuz (2006). Atatürk'ün Sofrası. Truva Yayınları. ISBN 975-6237-54-6
  • Meydan Larousse, Meydan Yayıncılık, 1988, Cilt 12, Sh. 357-388, Türkiye Cumhuriyeti.
  • Temel Britannica, Ana Yayıncılık-Encyclopaedia Britannica, 1992, Cilt 18, Sh. 41-96; Türkiye. ISBN 975-7760-02-1
  • Türklerin ve Türkiye'nin Tarihi Ansiklopedisi, Milliyet Yayınları, 1982.

Dış bağlantılar

Daha fazla bilgi için Vikipedi'nin kardeş projelerinde ara
Wiktionary-logo-en.png bu maddeyi Vikisözlükte ara
Wikibooks-logo.svg bu maddeyi Vikikitap'ta ara
Wikiquote-logo.svg bu maddeyi Vikisöz'de ara
Wikisource-logo.svg bu maddeyi Vikikaynak'ta ara
Commons-logo.svg bu maddeyi Commons'da ara
WikiNews-Logo-tr.svg bu maddeyi Vikihaber'de ara
Wikiversity-logo-Snorky.svg bu maddeyi Vikiversity'de ara

0 yorum:

Yorum Gönder

About Me

Fotoğrafım
batindemir
16 Ekim 2002 tarihinde İstanbul' da dünyaya geldim.
Profilimin tamamını görüntüle

Pages

ARŞİVİM

BEN KİMİM ?

Fotoğrafım
16 Ekim 2002 tarihinde İstanbul' da dünyaya geldim.

Followers